11. Hukuk Dairesi 2013/11499 E. , 2014/1384 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2013
NUMARASI : 2013/19-2013/126
Taraflar arasında görülen davada İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26/04/2013 tarih ve 2013/19-2013/126 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin 11/11/2010 tarih 2010/014 sayılı yönetim kurulu toplantısında dava dışı D. Gıda Ltd.Şti. ile olan ticari ilişkiye yönelik bir takım kararlar verildiğini, kararın "oy birliğiyle" alındığının belirtildiğini, bu tespitin doğru olmadığını, TTK"nın 390/5 maddesinde kararların yazılıp imza edilmesine bağlı olduğunu, imza alınmayan kararların yok hükmünde olduğunu, yönetim kurulunun yok hükmünde olan kararların hükümsüzlüğünün tespitinin her zaman istenebileceğini ve bu konuda genel kurula başvurulmadan doğrudan dava açılabileceğini iddia ederek kararın şekil açısından yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iptali istenen yönetim kurulu kararının dördüncü maddesinin E. D."la ilgisi nedeniyle bu gündem maddesindeki görüşmelere bu kişinin katılmadığını, davacı da dahil olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerinin toplantıya katıldığını, şekli bir aykırılığın bulunmadığını, bu kararın dayanağı protokollerde şirket adına davacının da imzasının olduğunu, kararın tüm yönetim kurulu üyelerince olumlu oy verilmesiyle "oy birliği” ifadesine yer verildiğini, ancak daha sonra davacının kararı imzalamadığını, davacının bu karara muhalif kalmadığını, sadece tutanağı imzalamadığını, muhalif kaldığı kabul edilse dahi bir butlan halinin söz konusu olmadığını, 6762 sayılı TTK"nın 330/1 maddesindeki karar nisabı, toplantı yeter sayısının yarıdan bir fazlası olmasına karşın sadece ekseriyet olarak düzenlendiğini, dolayısıyla azalan ekseriyetle karar verileceğini, mevcut azalan ekseriyetin üç kişi olduğunu, nisaba bir aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; dava konusu olayda davacı ve yönetim kurulu başkanının katılmadığı 4. madde görüşmelerine ilişkin toplantının en az dört üye ile yapılması gerekirken üç kişilik üyenin katılması ile alındığı, böylece söz konusu yönetim kurulu toplantısında toplantı yeter sayısının olmadığı halde bu maddenin karara bağlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı E. Alkollü İçecekler A.Ş"nin 11/11/2010 tarih 2010/014 sayılı yönetim kurulu kararının 4. maddesine ilişkin olarak yasada belirtilen toplantı nisabına uyulmaksızın yapılan davaya konu yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, anonim şirket yönetim kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu yönetim kurulu kararının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 330. maddesinin 1. fıkrası “Esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça idare meclisinin bir karar verebilmesi için, azaların en az yarısından bir fazlasının hazır olması şarttır. Kararlar, mevcut azaların ekseriyetiyle verilir.” hükmünü amirdir. Anılan hüküm toplantı yeter sayısı bakımından emredici nitelikte olup davalı şirketin ana sözleşmesinde de aksine herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dava konusu olayda, davalı şirketin yönetim kurulu; davacı dahil 5 kişiden oluşmaktadır. TTK"nın 330/1 maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulunun toplantı nisabı 4 kişidir. Dava konusu yapılan kararın alınmasında da toplantı nisabı sağlanmıştır. Zira; dava konusu 2010/014 sayılı yönetim kurulu kararının 4. maddesine ilişkin görüşmelere dava dışı E. D. dışında davacı dahil diğer yönetim kurulu üyeleri katılmıştır. Dosya içerisinde bulunan 11.11.2010 tarihli Yönetim Kurulu Hazirun Cetvelinde davacının adı ve imzası bulunmaktadır. Davacının dava konusu yapılan kararda oy kullanmaması veya kararı imza etmemesi toplantıda hazır olmadığı anlamına gelmez. Bu sebeple; dava konusu yapılan kararın alınmasında toplantı nisabının ve karar nisabının sağlandığı gözetilmeksizin toplantı nisabına uyulmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.