MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin ortakları olan davalıların, teslim edilen konutların yanına plan ve projeye aykırı şekilde depo ve bahçe duvarı yapmak suretiyle uygunsuz yapılaşmaya gittiklerini ileri sürerek, davalıların uygunsuz yapılarının kal’ine, gerekli masrafların tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin müstakil tapuları bulunduğundan davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalıların müstakil tapularının bulunduğu, davacı kooperatifin fiilen ferdileşmeye geçtiği gerekçesiyle, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davacı kooperatifin ortağı olan davalılara teslim edilen konutların yanına yapılan depo ile yönetim ve genel kurul kararlarına aykırı imal edilen bahçe duvarlarının kal’i ve bu işlemler nedeniyle yapılacak masrafların tazmini istemlerine ilişkindir.
Davacı kooperatif anasözleşmesinin 6/1. maddesine göre davacı kooperatif, “arsa ve arazi satın alır, birleştirir, imar planına uygun biçimde böldürerek altyapı, plan, proje ve maliyet hesapları hazırlar ve ortaklarına konut yaptırır”, 66. maddesine göre, “ortaklar teslim aldıkları konutlarda Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine uygun olmak ve yapının hüviyetini bozmamak şartı ile değişiklik yapabilirler (Kredi veren kuruluşların hüküm ve şartları saklıdır), 67. maddesine göre, “konutların bakımı, bunların Kat Mülkiyeti Kanunu"na tabi olması halinde bu konudaki mevzuat esasları dahilinde yapılır. Münferit konularda ise yönetim kurulunun tespit edeceği esaslara göre yürütülür. Bu takdirde müşterek elemanlar kullanılarak bunların masrafları ortaklara bölünebilir. Her ortak borcunu tamamen ödeyinceye kadar konutunu ve arsasını iyi bir surette muhafaza etmekle mükelleftir. Konutun tamire muhtaç kısımlarını derhal onarmak ortağa aittir. Bunu yerine getirmeyen ortağa yönetim kurulunca tebliğ edilecek bir yazı ile, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde tamirin yaptırılması ihtar olunur. Bahse konu tamir; ortak tarafından yaptırılmadığı takdirde kooperatifçe yapılır. Tamir bedeli ile tahsil masrafları ve devlet tahvillerine verilen en yüksek
faiz haddini geçmemek üzere genel kurulca tespit edilecek faizi ile birlikte ortaktan alınır” hükümleri ile birlikte, davalıların ortağı olduğu ve davaya konu konutları imal ederek teslim eden davacı kooperatifin, tasfiye ve terkin edilmediği dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu dikkate alınarak işin esasına girilmesi ve yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.