Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12823
Karar No: 2014/741
Karar Tarihi: 21.01.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/12823 Esas 2014/741 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/12823 E.  ,  2014/741 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MUCUR SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 26/06/2012
    NUMARASI : 2010/221-2012/80


    Yanlar arasında görülen mükerrer oluşan kaydın iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    Dava, mükerrer oluşan kaydın iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece; davalıya ait 2460 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının daha eski tarihli ve doğru esasa dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 17.06.1972 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında . parsel sayılı taşınmazın mera niteliği ile sınırlandırıldığı, H. D."ın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak açtığı tesbite itiraz davası üzerine Tapulama Mahkemesinin 26.09.1980 gün 1975/60-1980/79 sayılı kararıyla fen bilirkişi Z.F. Y. tarafından düzenlenen 29.8.1980 tarihli krokili raporda 224 sayılı mera parselinin kırmızı renk ile taralı olarak işaretlenen 14.000m2 yüzölçümlü bölümünün H. D. adına tesciline karar verildiği , kararın temyiz edilmeksizin 04.03.1981 tarihinde kesinleştiği, 14.01.1983 tarihinde 2702 parsel numarasıyla H.l D. adına tapuya tescil edildiği, intikal ve paylaşım yoluyla da 09.07.2010 tarihinde davacı M.. D.."a geçtiği, yine davalı H.. D.."ında 06.05.1975 tarihinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak açtığı dava üzerine Tapulama Mahkemesinin 13.06.1980 gün 1979/66-1980/30 sayılı kararıyla fen bilirkişi Z.F.Y.tarafından düzenlenen 06.06.1980 tarihli krokili raporda 224 sayılı mera parselinin A ile işaretlenen 13.000m2 yüzölçümlü kesiminin H.. D.. adına tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin 15.09.1980 tarihinde kesinleştiği, 12.11.1980 tarihinde 2460 parsel numarasıyla H.. D.. adına tapuya tescil edildiği, yine dava dışı M.Ş. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak açtığı tespite itiraz davası sonucu Tapulama Mahkemesinin 13.6.1980 gün 1979/67-1980/29 sayılı kararıyla 224 sayılı mera parselinin fen bilirkişi tarafından düzenlenen 6.6.1980 tarihli krokili raporda A ile işaretlenen 28.000 m² yüzölçümlü kesiminin M. Ş. adına tesciline karar verildiği, temyiz edilmeksizin 15.09.1980 tarihinde kesinleştiği, 13.11.1980 tarihinde 2462 parsel numarasıyla M. Ş. adına tapuya tescil edildiği, kadastro paftasında 2460 ve 2462 parsellerin tersim edildiği, 2702 parselin ise tersimatının (paftadaki çiziminin ) yapılmadığı, hatanın Tapulama Mahkemesinde hükme dayanak yapılan raporu düzenlenen fen
    bilirkişinin yanlış yerde ölçüm yapmasından kaynaklandığı, zeminde 2460 parseli öncesinde H.D.ın sonrasında ve halihazırda oğlu olan davacı M.. D.."ın ekip biçtiği, davalı H."nın ise dava dışı 2462 parselin bir bölümünü kullandığı, 2462 parselin tapu maliki olan dava dışı M. Ş.in ise davalı H."nın kullandığı yerin üst kesimini kullandığı, M.Ş. tarafından, mükerrer kaydın iptali tescil ve el atmanın önlenmesi istekleriyle H.D. ve H.. D.. aleyhine açılan davanın M..Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.11.1999 gün 1999/165-226 sayılı kararıyla mükerrer tescil iddiasıyla açılan 2702 parselin tapu kaydının iptali ve tescil isteğinin reddine, H.. D.."ın fen bilirkişiler tarafından düzenlenen 01.10.1997 tarihli krokili raporda 4620 parselin kırmızı renk ile boyalı olarak işaretlenen 14.600m2 yüzölçümlü kesimine, H. D."ın aynı tarihli krokide yeşile boyalı kesik çizgi ile gösterilen 1.200 m² yüzölçümlü bölümüne atmalarının önlenmesine karar verildiği, temyiz edilmeksizin kesinleştiği, bunun üzerine H. D."ın oğlu olan M.. D.."ın; 2702 parsel sayılı taşınmazın kayden maliki olduğunu, aynı yerin 2460 parsel numarasıyla davalı H.. D.. adına mükerrer tescil edildiğini, çifte tapu kaydı oluştuğunu ileri sürerek, davalı adına oluşan tapu kaydının iptali adına tescil ile el atmanın önlenmesi istekleriyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, 3402 sayılı Kadastro Yasasının 22. maddesi uyarınca mükerrer olarak yapılan tescilin iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Bilindiği üzere, 3402 sayılı Yasanın 22/1 maddesi “evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu ya da tapulaması yapılmış yerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır” hükmünü getirmiştir. Böylesi bir durumda ise mükerrer olarak oluşturulan hangi sicil kaydına değer verilmesi gerektiği önem ifade etmektedir.
    O halde, yukarıda değinilen yasal düzenleme ve sapma göstermeksizin uygulamada benimsenen ilke gereğince kadastro tespit tutanağı önce tanzim edilen sicil kaydının yasal açıdan korunacağı tartışmasızdır.
    Ancak 2702 ve 2460 parsel sayılı taşınmazlar 224 sayılı mera parselinden hükmen ifrazen oluşmuşlardır. Mucur Tapulama Mahkemesinin 26.09.1980 gün 1975/60E-1980/79K ve aynı mahkemenin 13.06.1980 gün 1979/66E-1980/30K sayılı ilamları üzerine aynı yer için 2460 ve 2702 parsel numaralarıyla mükerrer tescil yapılmıştır. Tapulama Mahkemesi kararı üzerine mükerrer tescil meydana geldiğinden kadastro tespit tarihinden sonraki sebep sözkonusu olup somut uyuşmazlıkta 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanamaz. Mucur Tapulama Mahkemesinin anılan kararlarında Hazine ve Köy Küzel Kişiliği davalı olarak gösterildiğinden H. D. ve ırsi ardılı olan M.. D.. yönünden 6100 sayılı HMK"nin 303.maddesinde düzenlenen kesin hükümden de söz edilemez. Bu durumda çekişme konusu taşınmazın, kadastro tespit tarihinden önce kim/kimlerin zilyetliğinde bulunduğunun, taşınmazın gerçek hak sahibinin kim/kimler olduğunun saptanması zorunludur. Zilyetlik maddi bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir.
    Mahkemece keşif yapılarak taraf tanıkları dinlenmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
    O halde mahkemece tarafların bildirdiği tanıklar, elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve hayatta olan kadastro tespit bilirkişileri huzuruyla taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak çekişmeli yerin kadastro tespitinin yapıldığı 17.06.1972 tarihinden önce kime ait olduğu, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp, kadastro tesbit tarihine kadar kimden kime ne şekilde intikal ettiği, kimlerin zilyetliğinde bulunduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, komşu parsellerin kadastro tespit tutanakları ve var ise kadastro sırasında uygulanan dayanak vergi ve tapu kayıtları bulundukları yerlerden getirtilip, dayanak belgelerin çekişmeli taşınmaz bölümünü ne okuduğu belirlenmeli, tanık ve bilirkişilerin anlatımları komşu parsel kayıtlarıyla denetlenmeli, oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece değinilen şekilde araştırma, inceleme ve uygulama yapılması gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi