1. Hukuk Dairesi 2013/14864 E. , 2014/736 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : CEYHAN SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2013
NUMARASI : 2013/15-2013/377
Yanlar arasında görülen tapu kaydının düzeltilmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, 326 ve 370 parsellerde davacının dedesinin malik olmadığı gerekçesiyle anılan parsellere ilişkin davanın reddine, 390 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının nüfus kaydına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Davacı; miras bırakan dedesinin nüfus kütüğünde H. oğlu B. K. olarak kayıtlı olduğu halde 326, 370 ve 390 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise baba adı ve soyadı yazılmasızın B.yazıldığını belirterek, anılan parsellere ait tapu kayıtlarının nüfus kaydına göre düzeltilmesi isteğinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3- Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4- İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5- Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme elverişli ve yeterli olduğu söylenemez.
Şöyle ki, temyize konu 390 parselin geldisinin 115 sayılı kadastro parseli olduğu, 1955 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında anılan taşınmazın 19.03.1955 tarih 122 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak B.oğlu H.. K.. adına tesbit edildiği, itiraz üzerine Ceyhan 2.Kadastro Mahkemesinin 1982/143-1988/139 sayılı kararıyla 115 parselin 5.859 m² yüzölçümlü kesiminin Mayıs 1338 tarih 19 sıra nolu TK"na istinaden baba adı ve soyadı belirtilmeksizin Bekir ve dava dışı kişiler adlarına tescilinee karar verildiği halde mahkemece 19.03.1955 tarih 122 ve Mayıs 1338 tarih 19 sıra nolu tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilmediği, davacının miras bırakanı Hüseyin oğlu B. K. alt ve üst soyunu gösterir şekilde vukuatlı aile nüfus kayıt tabloları getirtilerek tapu kayıtlarında yer alan bilgilerle karşılaştırma yapılmadığı, kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip şahısların bulunup bulunmadığının tespit edilmediği, tapu maliki B. yerine B. oğlu H.. K.. hakkında zabıta araştırması yaptırıldığı, Ceyhan 2.Kadastro Mahkemesinin 1982/143-1988/139 sayılı dosyasının getirtilip incelenmediği görülmektedir. O halde; yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak çekişme konusu 390 parsel sayılı taşınmazın paylı maliki B."in, davacının miras bırakanı H. oğlu B.K.olup olmadığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanması, ondan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir.Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.