16. Hukuk Dairesi 2016/8276 E. , 2016/8970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Göçkündemirci Köyü çalışma alanında bulunan temyiz konusu 140 ada 4 parsel sayılı 2.118,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 140 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 99801/211816 hissesinin davacı ... adına, 112015/211816 hissesinin ise davalı ... adına tapuya tesciline, taşınmaz üzerinde bulunan ahşap evin davalı ..."e ait olduğunun tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ...; çekişmeli taşınmazın murisinden intikal ettiğini, kendisi ve halası Hamide Yücel dışında başka mirasçının bulunmadığını, halası Hamide’nin çekişmeli temyiz konusu taşınmazı tek başına davalı ... kızı ...’e sattığını ve tespitin de bu nedenle davalı adına yapıldığını iddia ederek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı olan 1/2 oranında iptalini ve adına tescilini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın yaklaşık 100-120 metrekarelik bölümünü Hamide Yücel’den satın aldığını, kalan bölümünün ise babasından intikal ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yetersizdir. Davacı tarafından, ölümünden sonra geçerli bir taksim yapıldığı iddiası ileri sürülmediğine göre murisin terekesinin TMK"nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK"nın 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oy birliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları ya da anlaşma sağlanamaz ise terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir. Murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişiler aleyhine miras payları oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde görülme olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda; temyiz aşamasında UYAP’tan kısmen temin edilebilen nüfus kayıt örneklerinden, davacı ... ile davalı ...’in 1941 yılında vefat eden ortak muris ...’in mirasçısı oldukları, davacının muris Ahmet’in Ayşe’den olma oğlu Hüseyin’in kızı, davalının ise muris Ahmet’in Hatice’den olma oğlu Hasan’ın kızı olduğu görülmektedir. Mahkemece, gerek davacıya gerekse davalıya, taşınmazın kendilerine kimden intikal ettiği hususu ismen sorularak iddia ve savunmaları somutlaştırılmamıştır. Öte yandan, yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıklar da; çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, taraflar arasında mirasçılık ilişkisi bulunup bulunmadığı hususlarında açık ve aydınlatıcı beyanlarda bulunmamışlardır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle 1941 yılında vefat eden Hüseyin oğlu ...’in veraset ilamı getirtilerek taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisi kesin ve tereddütsüz olarak belirlenmeli, davacı ve davalıya beyanları açıklattırılarak taşınmazın kendilerine kimden intikal ettiği noktasındaki iddia ve savunmaları somutlaştırılmalı, alınan beyanlar ve toplanan delillerden çekişmeli taşınmazın tarafların müşterek murisinden intikal etmediğinin yani müşterek murisin terekesine dahil olmadığının ya da davalının, terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğunun anlaşılması halinde 3. kişiye karşı miras payı oranında dava açılamayacağı ve bu davaya diğer mirasçıların muvaffakati sağlanarak devam edilmeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmeli, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün müşterek muristen intikal ettiğinin anlaşılması halinde bu bölüm yönünden davaya miras payı oranında devam edilmeli, taraflar arasında mirasçılık ilişkisi olduğu tespit edilmekle beraber taşınmazın kimden geldiği noktasında tereddüt hasıl olması halinde mahallinde fen bilirkişisi, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılarak çekişmeli taşınmazın kimden intikal ettiği hususu tereddütsüz belirlenmeli, kısmen ya da tamamen tarafların müşterek murisinden geldiğinin anlaşılması halinde müşterek muristen intikal eden bölüm yönünden davaya davacının miras payı oranında devam edilerek iddia ve savunma çerçevesinde araştırma yapılmalı, kısmen ya da tamamen müşterek muristen intikal eden bir yer olmadığının anlaşılması halinde muristen intikal etmeyen bölüm için 3. kişiye karşı miras payı oranında dava açılamayacağı gözetilerek davanın yine reddine karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.