1. Hukuk Dairesi 2013/4006 E. , 2014/720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2011/466-2012/686
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.1.2014 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat İ. B. ile temyiz edilen vekili Avukat P. T. A. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı tapu kaydında kayıt maliki gözüken kişiden edinen davalının kötü niyetli olduğu ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar, 103 parsel sayılı taşınmaz hakkında Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.10.1987 tarihli, 1986/74 esas, 1987/1104 karar sayılı ilamı ile, mirasbırakan H.. İ..’in taşınmazı davalı Ahmet İşbilir’e temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası ile açılan davanın kabulle sonuçlandığını, payları oranında taşınmazın adlarına tesciline karar verilip, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiğini, tescilden önce Türk Medeni Kanunu"nun 705. maddesi gereğince mülkiyet kendilerine geçmesine rağmen kararın tapuda infazı zuhulen yapılmadığından davalıya taşınmazın satış suretiyle devrinin yolsuz olduğunu, malik olmayan kişinin yaptığı devrin haklı bir nedeni olmadığını, kesin hükmün Ahmet İşbilir’in halefi olan davalıyı da bağlayacağını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Davalı ise, dava konusu taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, mahkeme kararına dair tapu kaydında şerh olmadığını, 1988 tarihli ilamdan haberinin bulunmadığını, kredi çekerek satış bedelini ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; A.İ. vekili M. Ç. çekişme konusu 103 parsel sayılı taşınmazı 08.10.2010 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Gerçektende, Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.10.1987 tarihli, 1986/74 esas, 1987/1104 karar sayılı ilamı ile, eldeki davanın davacıları olan G.. İ.. ve diğerlerinin davalı A. İ. aleyhine 31.01.1986 tarihinde açtıkları muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davada, çekişme konusu 103 parsel sayılı taşınmazı mirasbırakan H.. İ..’in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla oğlu davalı A.e ölünceye kadar bakma koşuluyla devrettiğinden iptal ve tescil isteğinde bulundukları, mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilerek 103 parsel sayılı taşınmazın davalı A. İ. adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince onanarak 17.11.1988 tarihinde kesinleştiği, davalının bayii A. İ. adına olan tapu kaydındaki tescilin yolsuz hale geldiği görülmektedir.
Ancak, davacıların anılan ilamın tapuda infazını yaptırmadıkları gibi ilama dair tapuya şerh de düşülmediği, tapu kaydında kayıt maliki görünen A.İ. taşınmazı bu sefer torunlarının okuduğu kolej çalışanı olan davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, dava konusu taşınmazı iyi niyetle satın aldığının anlaşılması halinde davalı Z.nın bu ediniminin korunacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, davalının bayii olan Ahmet İşbilir’in oğlu Hasan’dan olan torunlarının M. B. Kolejinde okudukları, 2008-2009 yılında 5 ayrı icra dosyası ile bonolara dayalı olarak M.B.Koleji Özel Eğitim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş.nin H.. İ.. aleyhine icra takibi yaptığı, A.İ.bu dosyalarda kendi talebi ile icra kefili olduğu, dava konusu 103 parselin de içinde yer aldığı 9 adet taşınmazına haciz konulduğu, bu süreçte A. İ.’in yolsuz tescile konu olan dava konusu taşınmazı alacaklı B.Koleji sahibi A.. İ..’nin yeğeni ve kolej çalışanı olan davalıya devrettiği açıktır.
Öte yandan, davalının 10.11.2010 tarihinde Vakıflar Bankası Manavgat Şubesinden konut kredisi çektiği, davalının aynı gün dava dışı Ü.Y.r’dan edindiği 964 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu dubleks meskene ipotek konulduğu dosya kapsamı ile sabittir.
O halde, yukarıda açıklanan dosya içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalının dava konusu taşınmazı edinmeden önce A..’i tanıdığı, çalıştığı kolejin yaptığı icra takiplerindeki süreç de gözetildiğinde davalının taşınmazı ediniminin iyi niyetli olduğunun söylenemeyeceği, dolayısıyla Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı, yolsuz tescili bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğunun kabulü gerekir. Aksi yöndeki mahkeme kararı doğru değildir. Diğer taraftan, çekilen konut kredisinin başka bir taşınmaz için olduğu dikkate alındığında davalının ödemeye ilişkin savunması da doğrulanmamıştır.
Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyecek biçimde yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 21.1.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.