Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6722 Esas 2016/8965 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6722
Karar No: 2016/8965
Karar Tarihi: 11.11.2016

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/6722 Esas 2016/8965 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/6722 E.  ,  2016/8965 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    2000 yılında kesinleşen kullanım kadastrosu çalışmaları sonucu İhsaniye Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 63 parsel sayılı 21.632.93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ...’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak fındık bahçesi vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. 2010 yılında 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde kapsamında yapılan kullanıcı güncelleme çalışması sonucunda çekişmeli taşınmazın ... çocukları .....’ın kullanımında olduğu belirlenmiştir. Davacı ..., babası ...’in lehine kullanıcı şerhi verilmeyen mirasçıları ....’in çekişmeli taşınmazdaki kullanım haklarını 2008 yılında satın aldığını, daha sonra diğer mirasçılarla taşınmazın kullanımı konusunda aynen taksim yaptıklarını ve kendisinin kullandığı yaklaşık 14-15 dönümlük alanın zeminde ayrı ve belirli olduğunu belirterek bu bölümün ayrılarak sadece kendisi lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, çekişmeli taşınmazda davacıların murisi ... kullanıcı olduğuna ilişkin kadastro tespiti 2000 yılında kesinleşmiş ise de; daha sonra 2010 yılında 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde kapsamında kullanıcı güncelleme çalışması yapılmış ve kesinleşmiştir. Davacı ..., bu nedenle yapılan güncellemeye karşı ve murisin ölümünden sonraki nedenlere dayanarak 2013 yılında dava açmış olduğuna göre olayda 3402 sayılı Kanun"un 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsedilemez. Hal böyle olunca; Mahkemece tarafların iddia ve savunması doğrultusunda delilleri toplanarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçe ile karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.