16. Hukuk Dairesi 2016/6410 E. , 2016/8964 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Çatalca Köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 133 parsel sayılı 3.537,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde; davalı ile anne bir üvey kardeş olduklarını, çekişmeli taşınmazın müşterek muris olan anneleri...’dan kaldığını, 10.09.2013 tarihli celsede ise; çekişmeli taşınmazın annesi...’nın ilk eşi Şerif’ten geldiğini, kendisinin de annesi dolayısı ile hak sahibi olduğunu iddia ederek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptalini ve tüm mirasçılar adına payları oranında tescilini talep etmiştir. Davalı, kadastro tespitinin doğru olduğunu, davacının tutanağın aksini ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, davacıya taşınmazın kimden geldiğine ilişkin farklı beyanları arasındaki aykırılık sorularak iddiası somutlaştırılmamış, dava gayrimenkule ilişkin olmasına rağmen mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları duruşmada dinlenmiştir. Bunun yanı sıra, duruşmada dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, çekişmeli taşınmazın kimden geldiği noktasında çelişkili olup bu çelişkiler giderilmemiş, mahalli bilirkişi ve tanıkların soyut ve yetersiz beyanlara dayalı olarak karar verilmiş; taşınmazın tarafların ortak miras bırakanlarından geldiğinin belirlenmesi halinde taksim olgusunun bu sebeple adına tespit yapılan davalı tarafa düşeceği üzerinde durulmamış olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için, öncelikle davacıya çekişmeli taşınmazın kimden geldiğine ilişkin farklı beyanları arasındaki aykırılık sorularak iddiası somutlaştırılmalı, daha sonra taşınmaz başında yeniden fen bilirkişisi, yaşlı, tarafsız ve çekişmeli taşınmazı iyi bilen mahalli bilirkişiler ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif yapılmalı, yerel bilirkişiler ve tanıklar taşınmaz başında usulüne uygun bir biçimde ayrı ayrı dinlenerek çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu, taşınmaz müşterek muristen geliyorsa murisin terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taksimin ne zaman
yapıldığı, taksime tüm mirasçıların ya da temsilcilerinin katılıp katılmadığı, çekişmeli taşınmazın kime isabet ettiği, diğer mirasçıların ne şekilde ikna oldukları ve onlara neler verildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde çelişki yüzleştirme yapılarak çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı, müşterek muristen kalan dava dışı başkaca taşınmazlar varsa kadastro tutanakları ve tapu kayıtları getirtilerek taksimin değerlendirilmesi noktasında dikkate alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.