11. Hukuk Dairesi 2013/11876 E. , 2014/1359 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2012/1491-2013/300
Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/04/2013 tarih ve 2012/1491-2013/300 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili tarafından Erzurum"dan İzmir"e taşınmak üzere davalıya teslim edilen gıda maddelerinin, elverişsiz ortamda taşınmaları ve taşıma süresinin uzaması nedeniyle bozulduğunu, kolilerin dışından içindeki ürünlerin bozuldukları anlaşıldığından emtianın alıcı tarafından teslim alınmadığını ileri sürerek, 3.531,60 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taşınmak üzere teslim edilen gıda maddelerinin kısa sürede taşınacağına dair müvekkilinin bir taahhüdünün bulunmadığını, TTK"nun 781/2. maddesi uyarınca müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, bozma ilamı sonucunda yeniden yapılan yargılama esnasında 15/01/2013 tarihinde verilen ara karar gereğince 50,00 TL gider avansının yatırılması için davacıya iki haftalık kesin süre verilmiş olmasına rağmen, avansın kesin sürede yatırılmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 120/2 ve 114/1-g maddeleri gereğince davanın; dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, yargılama aşamasında yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/g maddesi gereğince dava şartı olup, yatırılması gereken gider avansının kesin süreye rağmen yatırılmamış olması gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun harç ve avans ödenmesi başlıklı 120. maddesine göre, “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı"nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir.” Anılan Kanunun 114. maddesinin “g” bendinde, gider avansının dava şartlarından olduğu belirtilmiştir. Dava şartlarının incelenmesini düzenleyen 115. maddesinde “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” denilmiştir. Kanun"un 448. maddesinde ise, kanun hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir.
Adalet Bakanlığı tarafından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesi gereğince hazırlanan gider avansı tarifesi ile buna ilişkin tebliğ, 30 Eylül 2011 tarih ve 28070 sayılı Resmi Gazetede yayınlamıştır. 01.10.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Tarifenin 3. maddesinde, gider avansının, her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsadığı belirtilmiş; 4. maddesinde, taraf sayısı, tanık sayısı, başvurulan deliller (keşif gideri, bilirkişi ücreti vs.) gözetilerek belirlenen tahmini yargılama giderinin, gider avansı olarak önceden yatırılması amaçlanmıştır. Tarifenin 6. maddesinde de, tarifenin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesinin ikinci fıkrasına göre gider avansı ikmal ettirileceği belirtilmiştir.
Kanun"un 120/2 ve 448. maddeleri ile tarifenin 6. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlüğünden önce açılan davalarda da gerektiğinde, dava şartı olan gider avansının ödenmesinin istenilebileceği, gider avansının kesin sürede ödenmemesi durumunda ise, Kanun"un 115. maddesi gereğince, davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedileceği anlaşılmaktadır.
Dava şartı olan gider avansı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlüğünden sonra açılan davalar ile Kanun"un yürürlüğünden önce açılmış olup da, henüz tahkikat aşamasına geçilmemiş olan davalarda tarifede belirtilen miktarlar esas alınarak kolaylıkla uygulanabilecektir. Ancak, temyize konu davada olduğu gibi, Kanun"un yürürlüğe girdiği tarihten önce açılıp, tahkikat aşamasında bulunan, yani bir kısım delillerin toplandığı davalarda, dava şartı olan gider avansına ilişkin düzenlemelerin uygulanıp, kesin mehile rağmen süresinde ödenmemesi nedeniyle, davanın usulden reddedilebilmesi için, yargılamanın geldiği aşamaya göre, hakimin kesin vicdani kanaatinin oluşması için hangi delillere ihtiyaç duyulduğu ve bu delillerin elde edilmesi için gereken masraflar gerektiğinde ayrıntısı ile belirtilmeli; bunlar da gösterilmek suretiyle verilen kesin mehile rağmen gider avansının ödenmemesi durumunda, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilebileceği gözetilmelidir. Dava şartı olan gider avansına ilişkin düzenlemelerde, adalete ulaşmanın zorlaştırılmasının değil; bilakis, yargılamada yapılabilecek giderler önceden alınarak, bu nedenle yargılamanın uzamasının önüne geçilmeye çalışıldığının amaçlandığı düşünüldüğünde; Kanunun yürürlüğünden önce açılıp, tahkikat aşamasında olan davalarda, gider avansının hangi deliller için istenildiğinin miktarlarıyla birlikte belirtilmesinin, adalet duygusuna ve yasanın amacına uygun olacağı açıktır.
Somut olayda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlüğünden önce açılıp, bir kısım delillerin toplandığı temyize konu davada; 15.01.2013 (19/02/2013) tarihli duruşmada, mahkemece davalı vekiline bozma ilamının ve duruşma gününün tebliğe çıkarılmasına, masrafın gider avansından karşılanmasına, davacı tarafa HMK’nın 120. maddesi uyarınca 50 TL gider avansını yatırması için iki hafta süre verilmesine, bu süre içerinde gider avansı yatırılmadığı takdirde dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddedileceği yönünde ara karar kurulmuş, gider avansı davacı tarafından 19.02.2013 tarihinde mahkeme veznesine yatırılmıştır. Dolayısıyla davanın geldiği aşama, kanun koyucunun gider avansı müessesesini düzenlemesindeki amacı nazara alındığında, anılan yasa maddesinin şeklen uygulanıp sadece miktar olarak belirtilen gider avansının, verilen kesin süreden sonra ödenmesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kaldı ki; davacı vekiline gider avansını yatırması için kesin süre verilmesine ilişkin ara kararın kurulduğu celsenin 19/02/2013 tarihinde yapılmasına, anılan tarihin tensip zaptında da duruşma günü olarak belirlenmesine ve taraf vekillerine çıkarılmak üzere hazırlanan tebliğ mazbatalarında da bu tarihin duruşma tarihi olarak yazılmasına göre, davacı vekilinin gider avansını duruşmanın yapıldığı 19/02/2013 tarihinde yatırdığı da gözetilerek, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/01/02014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.