5. Ceza Dairesi 2020/1269 E. , 2020/14181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Müteselsil olarak ihtilasen zimmet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında açılan kamu davalarının ölümü nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesi, diğer sanıklar haklarında zincirleme olarak nitelikli zimmet ve resmi belgede zincirleme sahtecilik suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
3628 sayılı Yasanın 18 ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun Ek 2/son maddelerine göre sanıklara atılı müteselsil olarak ihtilasen zimmet suçunun zarar göreni olduğu anlaşılan Sanayi ve Ticaret Bakanlığının davaya katılma ve kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve sanık ... hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesi hükmü ile diğer sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin vekalet ücretine hasren süresinde vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, mahkemenin usulsüz olarak verdiği katılan sıfatının kaldırılmasına ilişkin 24/10/2013 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve 5271 sayılı
CMK"nın 237/2 ve 260/1. maddeleri gereğince davaya KATILMASINA, sanıklar ... ve ... müdafin tayin olunan cezaların ayrı ayrı miktarı itibarıyla yasal koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme isteminin CMUK"nın 318. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerin anılan sanıklar hakkında verilen mahkumiyet, O yer Cumhuriyet savcısının resmi belgede zincirleme sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet ve katılan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı vekilinin ise sanık ... hakkında verilen kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesi ile mahkumiyet hükümlerine ilişkin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI ve DURUŞMASIZ OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanık ... hakkında ölüm nedeniyle kurulan düşürülme hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın ölümü nedeniyle kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesi yerine düşürülmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan Sanayi ve Ticaret Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasının "A" bendinde yer alan "düşürülmesine" ibaresinin "düşmesine" şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında zincirleme olarak nitelikli zimmet ve resmi belgede zincirleme sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Suç tarihlerinde S.S. 1065 sayılı ... yönetim kurulu başkanı, üyesi, müdürü ve çalışanı olan sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde, 1999 yılından 2001 yılına kadar yaptıkları farklı işlemlerle birden çok kez kooperatif ortakları adına sahte borç senetleri düzenleyip üyelerini borçlandırarak kooperatif kasasından para çekip mal edindiklerinin kabulüyle haklarında zincirleme olarak nitelikli zimmet ve resmi belgede zincirleme sahtecilik suçlarından mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; yönetim kurulu üyesi olan sanıklar ..., ... ve ...’ün alınan savunmalarında üye olarak sadece kararlara imza attıklarını, tediye fişi düzenleme, ödeme ile diğer hesap işlerini yönetim kurulu başkanının talimatı doğrultusunda personelin yerine getirdiğini bildirmeleri, sanık ...’ın alınan savunmasında da müdür olarak çalıştığı dönemde tediye fişlerini kendisinin düzenlediğini, ödeme yaptığı kişilerin imzalarını aldığını, kooperatifte olmadığı zamanlarda ise kooperatif başkanı, başkanın oğlu olan sanık ... ile kooperatif çalışanı ...’un tediye fişi düzenlemiş olabileceğini beyan etmesi, tanık olarak bilgisine başvurulan ve suç tarihlerinde kooperatifte işçi olarak çalışıp daha sonra müdür olan ...’un ifadesinin de sanık ... ile aynı mahiyette olması, ayrıca kendisinin sadece tediye fişlerinin yazılarını doldurduğunu, kasa anahtarının sanıklar... ile ...’te bulunduğunu ve ödeme işlerini bu şahısların yaptığını, yönetim kurulu üyesi olan sanıkların tediye fişi düzenleme ve ödeme yapma hususlarında herhangi bir eylemlerinin olmadığını ifade etmesi nazara alındığında; öncelikle sanıkların görev ve sorumlulukları ile sahteliği iddia olunan belgeleri düzenleme yetkilerinin tespiti açısından kooperatif ana sözleşmesi, sanıkların yönetim kuruluna seçildiklerine ilişkin genel kurul kararı ile suç tarihlerini kapsar şekilde yönetim kurulu kararlarının aslı veya onaylı suretlerinin dosya içerisine alınmasından, her bir eylem yönünden sahteliği iddia olunan borç senetleri ile tediye fişlerindeki imzaların hangi sanık ya da sanıkların eli ürünü olduğuna ilişkin kriminal inceleme yaptırılmasından, suçlama konusu her bir maddi olayın ve sanıkların sorumluluklarının ayrı ayrı irdelenerek saptanması maksadıyla dosyanın Sayıştay emekli denetçilerinden oluşacak bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor aldırılmasından sonra yönetim kurulu başkanı olan sanık ... Yılmaz’ın kooperatifin malları üzerinde koruma ve gözetim görevi de olduğu, bunun yanında 765 sayılı TCK uygulamasında nitelikli zimmet suçunun unsuru sayılan sahtecilik fiilleri için, 5237 sayılı TCK"nın 212. maddesindeki “Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.” şeklindeki düzenleme nedeniyle 5237 sayılı TCK uygulamasında ayrıca zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan ceza tayin edilmesi gerektiği, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirleneceği göz önünde tutulup sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini ile sahtecilik yönünden suç vasfının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yalnızca zimmet suçuna ilişkin lehe Yasa değerlendirmesi yapılıp hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna atıfla sanıkların suçu fikir ve eylem birliği içerisinde işledikleri şeklindeki soyut ve yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,
Kabule göre de;
Sanıklar hakkında hesap hatası sonucu zimmet suçundan 7 yıl 9 ay 22 gün yerine 6 yıl 21 ay 22 gün, resmi belgede sahtecilik suçundan ise 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay hapis cezalarına hükmolunmak suretiyle eksik ceza tayini,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı nüshasında yayımlanmış olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçlarını TCK"nın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında 53/5. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilmemesi,
Sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulmuş olması karşısında, davada kendisini vekille temsil ettiren katılan bakanlık lehine maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... müdafileri, O yer Cumhuriyet savcısı ile katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıkların aleyhlerine temyiz bulunmayan zimmet suçu yönünden kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 16/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.