23. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/1661 Karar No: 2020/2935 Karar Tarihi: 12.10.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1661 Esas 2020/2935 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2017/1661 E. , 2020/2935 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalılardan ..."ın kooperatif müdürü iken kooperatif kasasından usulsüz avans aldığını, kooperatif borcunun ödenmesi için temin edilen nakitleri şahsi işlerinde kullandığını, anasözleşmeye aykırı olarak ortak kaydettiğini, gerekli şartları taşımayan kişilere kredi imkanı sağlayarak kooperatifin kaynaklarının usulsüz kullanımına sebebiyet verdiğini, kooperatif muhasebecisi olarak çalışan davalı ..."ın ise ortak kayıtlarını usulüne uygun tutmadığını, kooperatif yetkili memuru davalı ... İçi"nin ise satışlarla ilgili kayıtları zamanında yapmadığını, yönetmelik esaslarına aykırı davranarak kooperatif kaynaklarının usulsüz kullanımına sebebiyet verdiğini, tüm bu eylemler neticesinde davacı kooperatifin 104.958,49 TL zarara uğradığının müfettiş raporuyla tesbit edildiği gibi davalıların bu eylemleri nedeniyle ceza mahkemesinde mahkumiyet kararı verildiğini ileri sürerek, anılan zarar miktarının haksız eylem tarihi olan 27.10.2003 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemizce usuli eksiklikler nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif yöneticileri olan davalıların görev yaptıkları dönemde davacı kooperatifi zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme karar vermeye yeterli bulunmamıştır. Dava tarihinden sonra ortaklar tarafından kredi kuruluşlarına ödemeler yapıldığı iddia edilmiş olup, bu husus üzerinde yeterince durulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınıp davalıların ödeme iddiaları üzerinde durulup varsa tespit edilip kooperatif zararının sona ermesi halinde bunlarla ilgili dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi; tahsil edilmeyen kredi varsa bu durumda kooperatif zararının tesbit edilip, 30.12.2010 tarihli kararın davalılarca temyiz edilmediği hususunun davacı lehine usuli kazanılmış hak olduğu gözden kaçırılmadan sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de; Mahkeme bozma ilamına uyulduktan sora vereceği yeni kararda ilk kararın temyiz edilmemesi üzerine oluşan usuli kazanılmış haklara riayet ederek karar vermelidir. Somut olayda Mahkeme ilk kararda 68.121,19 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olup bu karar davalılar tarafından temyiz edilmediği için davacı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu husus göz önüne alınmadan davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan harcın temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.