Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davalı A.. E.. vd. Vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan A.. E.., M.. E.. ve D.. E.. vekilince temyiz edilmiştir. Arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden değer biçilmesi yöntem olarak doğrudur. Ancak; 1-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebe ürünü olarak değerlendirmeye alınan buğday, patates ve kuru fasulyenin dekara verimleri, üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının değerlendirme tarihi olan 2012 yılı Divriği İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü resmi verilerine uygun alınmamak suretiyle aza hükmedilmesi, 2- Dava konusu taşınmazın yüzölçümü tapu kaydında 1040 m² olduğu halde fen bilirkişi raporuna göre gerçek yüzölçümünün 3308,17 m² olarak belirtildiği ve kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında değer azalışı kabul edildiğine göre, taşınmazın tapu kaydında düzeltme yapılmadan fen bilirkişi raporunda belirlenen yüzölçümüne göre kalan kısımda değer azalışı hesaplanması mümkün olmadığından taraflara bu hususta dava açmak üzere süre verilip sonucu beklenmeden hüküm kurulması, 3-Kamulaştırmadan arta kalan kısımların yüzölçümü, konumu, geometrik durumları dikkate alınarak % 30 oranında değer azalışı olduğu halde daha az kabulü, 4-Kendisini vekille temsil ettiren taraflar yararına, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12. maddesine göre maktu ücrete karar verilmesi gerekirken nispi ücrete hükmedilmiş olması, Doğru görülmemiştir. Davalılardan A.. E.., M.. E.. ve D.. E.. vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.