Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/25037 Esas 2010/6008 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/25037
Karar No: 2010/6008
Karar Tarihi: 08.03.2010

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/25037 Esas 2010/6008 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2009/25037 E.  ,  2010/6008 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi ödeneği, ilave
    tediye, fazla mesai alacakları ve toplu iş sözleşmesinden doğan bir kısım işçilik alacaklarının
    ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı iş sözleşmesinin toplu iş sözleşmesinin 34.maddesinde öngörülen kurallara uygun feshedilmediğini belirterek aynı maddede öngörülen iş güvencesi ödeneğinin tahsiline karar verilmesini istemiş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
    Toplu iş sözleşmesinin 34/b. maddesinde “toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işyerlerinde çalışan üyelerimiz, haksız nedenlerle bireysel ya da toplu şekilde işten çıkarmalara disiplin kurulunda oybirliği ile karar alınması zorunludur. Ancak Disiplin Kurulu kararı alınmaksızın haksız nedenlerle işten çıkarılan her işçiye işveren toplu sözleşme ve yasalardan kaynaklanan haklardan başka ve ayrıca dört aylık maaşı tutarında iş güvencesi ödeneceği ödemeyi kabul eder. Bu ödeneğin hesabında işçinin giydirilmiş maaşı esas alınacaktır” kuralına yer verilmiştir.
    Davacı, toplu iş sözleşmesinin anılan hükmüne dayanarak önce bir kısmi dava açmış, kısmi davada bilirkişinin toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücreti dikkate almaksızın yaptığı hesaplamaya karşı toplu iş sözleşmesinden doğan farkı ek dava konusu yapacağını, fazlaya dair haklarını saklı tuttuğunu belirtmiştir. Mahkemece inceleme konusu bu ek davada toplu iş sözleşmesinde öngörülen ücret üzerinden yapılan hesaplamaya göre iş güvencesi ödeneği farkı hüküm altına alınmıştır.
    4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinde, kesinleşen işe iade kararı üzerine işçinin başvurusuna rağmen bir ay içinde işe başlatılmaması durumunda, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödeneceği öngörülmüştür. Aynı maddenin son fıkrasında ise, sözü edilen düzenlemenin mutlak emredici olduğu ve sözleşmelerle hiçbir şekilde değiştirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu itibarla iş güvencesine tabi işçiler
    yönünden toplu iş sözleşmesinin iş güvencesi sağlayan hükümlerinin yasanın bu düzenlemesi karşılığında bir değeri kalmamıştır. Dava konusu işyerinde fesih tarihi itibariyle 30 dan fazla işçinin çalıştığı, belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan davacının kıdeminin 6 aydan fazla olduğu dosya içeriğinden anlaşılmakla davacının toplu iş sözleşmesinin 34.maddesinde öngörülen iş güvencesi ödeneğini talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle anılan alacağın reddi yerine kabulü hatalı olmuştur.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.