Esas No: 2022/222
Karar No: 2022/909
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2022/222 Esas 2022/909 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, kasten yaralama ve hakaret suçlarından mahkum edilmiştir. İlk ceza döneminde hükmün açıklanması geri bırakılmış, denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle mahkeme hükmü açıklanmıştır. Ancak bu karar, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun önceki hükmüne değişiklik yapmayıp aynen açıklanması gerektiği hükmü ihlal edilerek, yanlış verilmiştir. Ayrıca, basit yaralama suçundan verilen cezada yapılan indirimin yanlış olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine uyulmuş, sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmak kaydıyla, hakaret suçu yönünden verilen hüküm CMK'nin 309/4-c madde uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanabilir:
- Türk Ceza Kanunu'nun 86/2 maddesi: Nitelikli yaralama suçu
- Türk Ceza Kanunu'nun 86/3-a maddesi: Nitelikli yaralama suçu için artırım
- Türk Ceza Kanunu'nun 125/1 maddesi: Hakaret suçu
- Türk Ceza Kanunu'nun 62/1 maddesi: Nitelikli suçlarda indirim
- Türk Ceza Kanunu'nun 52/2 maddesi: Adli para cezasının hesap
"İçtihat Metni"
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Kasten yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 ve 1.500,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair...14. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.10.2018 tarihli ve 2017/364 Esas, 2018/740 Karar sayılı kararlarının 24.10.2018 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 30/06/2020 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 86/2, 125/1, 62/1, 52/2 ve 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddeleri gereğince 2.440,00 ve 1.120,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin...14. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/456 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararlarına karşı Adalet Bakanlığının 26.10.2021 tarihli ve 2021/6910 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2021 tarihli ve 2021/132708 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre,
1) Sanığın mahkumiyetine esas kasten yaralama suçundan hüküm kurulurken temel cezanın 5237 sayılı Kanun'un 86/2. maddesi gereğince 120 gün adli para cezası olarak belirlenmesini müteakip, anılan Kanun'un 86/3-a maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılarak 180 gün adli para cezası belirlenmesi takiben, aynı Kanun'un 62/1. maddesi uyarınca yapılan 1/6 oranında indirim neticesinde 150 gün adli para cezasına hükmedilmesi müteakip, 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddesi gereğince yapılan 1/4 oranında indirim neticesinde ise 112 gün adli para cezası yerine, 122 gün adli para cezasına hükmedilmesini takiben, adlî para cezasının 5237 sayılı Kanun'un 52. maddesi uyarınca bir gün karşılığı olarak takdir edilen 20,00 Türk lirası ile çarpılması sonrasında, sonuç olarak 2.240,00 Türk lirası yerine, 2.440,00 Türk lirası adlî para cezasına mahkûmiyetine karar verilmek suretiyle, fazla ceza tayin edilmesinde,
../..
S/2
2) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında,...14. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.10.2018 tarihli kararı ile sanığın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde 30.06.2020 tarihinde kasıtlı olarak işlediği suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine aynı Mahkemece yapılan 09.10.2020 tarihli tensip duruşmasında, yargılamanın basit yargılama usulüne tabi olduğuna veya bu usule göre yapılacağına ilişkin bir karar verilmemesine ve yargılamaya genel hükümler uyarınca devam edilmesine karşın, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına dair 04.02.2021 tarihli duruşmada, ilk hükümden farklı olarak sonuç cezalarda 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddesi uyarınca indirim yapılmasında isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek; cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki hükmün aynen açıklanması gerekirken, sanık hakkında önceki hükümden farklı olarak CMK’nin
../..
S/3
251/3. maddesinin uygulanması suretiyle CMK'nin 231/11. maddesine muhalefet edilmesi isabetli olmamıştır.
Bununla birlikte, 14.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nin 251. maddesinin 1. fıkrasına 7331 sayılı Kanun ile “175 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklindeki cümlenin eklenmiş olması nazara alınarak incelenen dosyada 5271 sayılı CMK’nin 251. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi olan kasten basit yaralama suçundan mahkemece duruşma günü belirlenerek yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında adli para cezası verilmiş olması nedeniyle bu aşamada artık basit yargılama usulünün uygulanma imkanı da kalmamıştır.
Ayrıca, sanık hakkında kasten basit yaralama suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nin 86/2, 86/3-a, 62. maddelerine göre belirlenen 150 gün adli para cezasından 5271 sayılı CMK’nin 251/3. maddesi gereğince yapılan 1/4 oranında indirim neticesinde ise 112 gün adli para cezası yerine, 122 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve adlî para cezasının 5237 sayılı TCK’nin 52. maddesi uyarınca bir gün karşılığı olarak takdir edilen 20,00 Türk lirası ile çarpılması sonrasında, sonuç olarak 2.240,00 Türk lirası yerine, 2.440,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmesi de isabetsizdir.
Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünceler yerinde görüldüğünden...14. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.02.2021 tarihli ve 2020/456 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince kasten basit yaralama suçu yönünden kurulan hükmün CMK’nin 309/4-b maddesine göre sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulması suretiyle; hakaret suçu yönünden kurulan hükmün CMK’nin 309/4-c maddesine göre aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere, KANUN YARARINA BOZULMASINA, kasten basit yaralama suçu yönünden müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.