23. Hukuk Dairesi 2011/2268 E. , 2012/174 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av..... gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen 22.12.2005 tarihli sözleşme uyarınca D Blok 11 no"lu dairenin 37.000,00 TL bedelle satımı hususunda anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin 10.000,00 TL ödeme yaptığını, bakiye 27.000,00 TL"nin 20.06.2006 tarihinde ödeneceğini, ancak davalı kooperatifin 12.05.2006 tarihli yazısı ile satışın iptal edildiğini, ancak üyeliklerin devam ettiğini, ödenen 10.000,00 TL"nin ise aidat bedeli olarak kabul edileceğini müvekkiline bildirdiğini, bunun üzerine davalıya 23.08.2006 tarihinde ihtarname keşide edilip ödenen bedelin sözleşme şartlarına göre dairenin %27"sine tekabül ettiği ve bedelin 30 gün içinde ödenmesi talep edilmesine rağmen davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, dairenin değerinin %27"si olan 25.000,00 TL"nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında herhangi bir satış işleminin bulunmadığını, davacının D Blokta yapılan inşaatta üye olduğunu, her ne kadar 28.12.2005 tarih 231 sayılı yönetim kurulu kararı ile daire satışına karar verilmiş ise de bu işlemin genel kurul tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle ortada satış değil üyelik işleminin söz konusu olduğunu, davacının ödediği bedelin 2005 yılı üyelik aidatının çok altında olduğunu, satım bedeli olarak iddia edilen 37.000,00 TL"nin dairenin maliyet bedelinin de altında bulunduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalı kooperatif ile akdedilen sözleşme uyarınca, davalıya ait bir taşınmazı satın alıp kısmi ödeme yaptığı, bakiye miktar ödenmeden davalının satım işlemini iptal ettiği, sözleşmede satım bedelinin 37.000,00 TL olarak belirlendiği, oysa dairenin gerçek değerinin satış tarihi itibari ile 52.985,00 TL, dava tarihi itibari ile ise 56.985,00 TL olduğu, davacının ödediği bedelin dava tarihi itibari ile 15.179,00 TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin yönetim kurulu ile imzalanan 22.12.2005 tarihli sözleşme uyarınca daire satın aldığını iddia etmiştir. Davacının kooperatif üyesi olduğu hususunda bir iddiası olmadığı gibi, 03.07.2008 tarihli duruşmada müvekkilinin üye olmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, davalı kooperatif genel kurulunca yönetim kuruluna taşınmaz satımı hususunda yetki verilip verilmediği veya sonradan satıma icazet verilip verilmediği, taraflar arasında açık ya da zımni bir üyelik ilişkisi kurulup kurulmadığı, davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin 2005 yılına ilişkin olarak yaptığı işlemlerden dolayı haklarında ceza davası bulunduğu iddia edildiğinden bu dosya istenip, her iki dosya arasında bağlantı bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı lehine takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.