23. Hukuk Dairesi 2011/3093 E. , 2012/169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, üye olduğu tarihten itibaren ödemelerini eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen, kendisine 750,00.TL aidat ve 2.440,00.TL gecikme zammı borcu olduğunun ihtar edilerek ödeme için 10 günlük süre verildiğini, kooperatifin müvekkilinin aidata ilişkin yaptığı kimi ödemeleri ise gecikme zammına mahsup ederek aidat borcu çıkarttığını, oysa bu hususun gerek sözleşme gerekse yasa hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin kooperatife aidat borcu bulunmadığını, kooperatifin ana sözleşmesinde ise faizin ödeneceğine ve oranına ilişkin bir hüküm bulunmadığını, taraflar arasında bu hususta yapılmış ayrı bir sözleşme de bulunmadığını, Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarında da ana sözleşmede faiz ödeneceğine ilişkin açıklama bulunmadığı durumlarda faiz talep edilemeyeceğinin açıklandığını ileri sürerek, müvekkilinin dava tarihi itibariyle davalı kooperatife aidat, gecikme zammı ve başka sebeplerle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, ihtarname tarihi itibarıyla genel kurul kararları ile belirlenen aidat ve gecikme zammı borcu bulunduğunu, daha sonraki tarihlerde yapılan ödemeler ve oluşan aidat borçları nedeni ile dava tarihi itibariyle borç miktarının değiştiğini, genel kurul kararları ile her yıl için üyelerden alınacak aidat miktarları ve ödenmeyen aidatlara ilişkin uygulanacak faiz oranlarının belirlendiğini, temerrüdün başladığı 2006 yılı Ekim ayından dava tarihine kadar faize mahsup edilen ödeme bulunmadığını, kaldı ki ödemelerin öncelikle faize mahsup edilmesinin yasal mevzuat ve Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarına uygun olduğunu, aidat ödemeleri ve gecikme halinde uygulanacak faiz ve oranını belirleme yetkisinin genel kurula ait olduğunu, genel kurulun da bu yetkisini kullanarak aidatları ve uygulanacak faiz oranlarını belirlediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, genel kurul kararlarında belirlenen aidat ve gecikme faizi oranları, yapılan ödemeler dikkate alınarak 30.11.2008 tarihi itibarıyla davacının 750,00.TL aidat ve 2.440,00.TL gecikme zammı borcunun bulunduğu, davacı taraf dava tarihi itibarıyla borçlu bulunmadığını iddia ettiğinden dava tarihi itibariyle de 250,00.TL aidat, 2.647,53.TL gecikme zammı borcu bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dava, davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, talep ve hesaplanan alacak miktarına göre, davacının 293,00 TL borçlu olmadığının anlaşılması karşısında davanın bu miktar yönünden kısmen kabulü gerekirken, yazılı şekilde davanın tamamıyla reddi yönünde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
2)Bozma neden ve şekline göre,davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.