Esas No: 2020/2338
Karar No: 2020/3421
Karar Tarihi: 30.11.2020
Danıştay 13. Daire 2020/2338 Esas 2020/3421 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2338
Karar No:2020/3421
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Fonu
VEKİLİ : Av. … - Aynı adreste
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı uyarınca … A.Ş. Kepez şubesinde bulunan mevduat hesaplarına ve Antalya ili, Kepez ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan mesken niteliğindeki gayrimenkulü üzerine konulan ihtiyati haciz ile söz konusu haczin dayanağı olan … tarih ve … sayılı haciz varakası işleminin iptali ve haciz nedeni ile tahsil edilen tutarların tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; dava konusu ihtiyati haciz işleminin dayanağı Fon Kurulu kararının davacıya ilişkin kısmının Mahkemelerinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile iptal edildiği dikkate alındığında, dayanağı işlemin hukuka aykırı olduğu yargı kararıyla sabit olan dava konusu haciz varakası ve … A.Ş. Kepez şubesinde bulunan mevduat hesaplarına ve Antalya İli, Kepez İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan mesken niteliğindeki gayrimenkulüne ihtiyati haciz konulması işlemlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bir kararın başka bir karara dayanak olabilmesinin ancak uyuşmazlığın esasını çözecek biçimde şekli ve maddi anlamda kesinleşmiş olmasına bağlı olduğu, karara gerekçe gösterilen karar ile ilgili temyiz yoluna başvurulduğu, davacının Banka kaynağının haksız olarak kullanılması sebebiyle amme alacağına dönüşen alacaktan diğer sorumlular ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının döviz hesabına virman yapılmak suretiyle bankayı zarara uğratan üçüncü kişilerden olduğu, aktarılan dövizlerin davacı tarafından şahsi olarak kullanıldığı, aynı zamanda davacının yolsuz olarak alınan paraların hesaplarında kullanıldığı şirketlerin de ortağı olduğu, söz konusu işlemlerin davacı ve diğer üçüncü şahıslarla birlikte işbirliği halinde gerçekleştirildiği, davacının babası ve eşi tarafından TMSF aleyhine mevduatlarının ödenmesi talebiyle açılan alacak davalarının reddedildiği, her iki kararda da, davacının banka görevlisi ile ticari ilişkileri dolayısıyla iyi niyetli üçüncü kişi konumunda sayılamayacakları, usulsüz işlemleri bilen veya bilmesi gereken bir konumunda oldukları, para yatırdıklarına dair dekont, makbuz olmadığı, dolayısıyla bankaya güvenerek para yatırıldığının ispatlanamadığı gerekçelerine yer verildiği, Fon'un 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin atfı ile yürürlükte bulunan 4389 sayılı mülga Bankalar Kanunu'nun 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Bankalardan temlik aldığı alacaklarını, 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsile görevli ve yetkili olduğu, Fon Kurulu kararının, ödemeye çağrı mektubunun, ödeme emrinin ve haciz tutanaklarının iptali istemiyle diğer borçlular tarafından açılan davaların reddedildiği ve bu kararların kesinleştiği, hukuki sorumluluk ile cezai sorumluluğun farklı kavramlar olduğu, ceza yargılamasında verilen kararın ve ceza davasında yer alan bilirkişi raporlarının huzurdaki davada delil olarak değerlendirilemeyeceği, harçtan muaf olmalarına rağmen aleyhlerine harca hükmedilmesinin bozma nedeni olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, iptali istenen idari işlemin hukuki dayanağını oluşturan temel idari işlemin iptal edildiği, bu kararın davalı idare açısından bağlayıcı olduğu, kararın kesinleşmesinin beklenmesinin mümkün olmadığı, ödenmesi istenilen tutardan sorumlu tutulamayacağı, 35 senedir yurt dışında ikamet eden bir işçi olduğu, uzun süredir çalışamayacak derecede hasta olduğu, davalıya devredilen banka şubesindeki zimmet olayı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, teftiş raporlarında kendisi hakkında somut bir tespit bulunmadığı, tüm birikimlerini o bankaya yatırmasına rağmen banka görevlisinin usulsüz işlemleri nedeniyle yatırdığı mevduatını dahi geri alamadığı, dava dışı … yönünden açılan iptal davasında, aynı gerekçelerle Fon Kurulu kararının iptal edildiği, kararda açık, net ve somut bir tespit olmaksızın hukuki sorumluluğa gidilemeyeceğinin hüküm altına alındığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
… A.Ş. 22/12/1999 tarihinde Fon'a devredilmiştir. Bankanın 09/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesiyle … Grubu'na satılmasına karar verilmiş olup, anılan hisse devir sözleşmesinde Bankanın yükümlülükleri Fon tarafından üstlenilmiştir.
Bankada bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalışan … adlı kişinin, 1999-2001 yılları arasında bir kısım müşterilerin hesaplarından müşterilerin bilgileri ve talimatları dışında usulsüz olarak tediye, virman ve üçüncü kişilere havale işlemleri yapmak suretiyle kendisi ve işbirliği içinde olduğu şirket, şirket ortakları ve üçüncü şahıslara para aktardığı tespit edilmiştir.
Hesaplarından usulsüzce para aktarılan mevduat sahiplerinin açtığı davaların Banka aleyhine sonuçlanması üzerine, Fon tarafından mevduat sahiplerine 374.550,10-TL ve 2.440.790,53-EUR mevduat tutarı ve yediemin ücreti, hacizli malların sigorta giderleri gibi adlar altında 171.829,00-TL ödeme yapılmıştır.
Fon tarafından yapılan ödemelerin tahsili amacıyla aralarında davacının da bulunduğu 13 kişi hakkında … İcra Müdürlüğü'nün E: … sayılı dosyasında takip başlatılmış, daha sonra bu takipten sarfınazar edilerek, alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre takip ve tahsil edilmesine ilişkin Fon Kurulu kararı alınmıştır.
Anılan Fon Kurulu kararı uyarınca davacının … A.Ş. Kepez şubesinde bulunan mevduat hesapları ve Antalya ili, Kepez ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parselde bulunan mesken niteliğindeki gayrimenkulü üzerine haciz konulmasını müteakip, ihtiyati haczin ve dayanağı olan … tarih ve … sayılı haciz varakası işleminin iptali ile haciz nedeniyle tahsil edilen tutarların tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ihtiyati haciz işleminin dayanağı Fon Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada ... İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararıyla dava konusu işlem iptal edildiğinden, dayanağı kalmayan dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin iptaline karar verildiği ve bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddedildiği görülmekle birlikte; Mahkeme tarafından hükme esas alınan … İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Dairemizin 30/11/2020 tarih ve E:2020/2335, K:2020/3420 sayılı kararıyla bozulduğundan, Bölge İdare Mahkemesi'nce oluşan bu yeni hukukî duruma göre yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 30/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.