18. Ceza Dairesi 2019/23042 E. , 2020/6091 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve tehdit suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Gölbaşı (Ankara) Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 06/12/2018 tarihli ve 2018/6163 soruşturma, 2018/3435 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Ankara 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/01/2019 tarihli ve 2019/5 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, aralarında daha önce husumet bulunan müşteki ile şüphelinin olay tarihinde okul müdür yardımcısı Deniz Örs"ün odasında bulundukları sırada, şüphelinin müştekinin üzerine yürüyerek müştekiye hitaben "bana öyle uyuz uyuz dönüp bakma, beni kendine ayar etme, duydun mu lan beni, seninle dışarıda görüşeceğim zaten" şeklinde sözler söyleyerek müştekiye hakaret ettiği ve müştekiyi tehdit ettiğinin iddia edildiği somut olayda, şüphelinin üzerine atılı hakaret ve tehdit suçlarını işlediği yönünde müştekinin soyut iddiası dışında somut delil edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de; müştekinin şüpheli ile aralarında meydana gelen olaya ilişkin cep telefonu ile ses kaydı yaptığı, anılan kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz dilekçesi ekinde söz konusu ses kaydına dair CD"yi sunduğunun anlaşılması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173/2. maddesindeki, "Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir." hükmüne nazaran, müşteki tarafından teslim edilen CD"nin bilirkişiye tevdiinin yapılarak ayrıntılı bir çözümleme tutanağı düzenlettirilmesi yönünde kovuşturmanın genişletilmesine karar verilerek, sonucuna göre müştekinin itirazı hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” Denilmektedir.
I- Olay:
Müşteki Yusuf Kamacı’nın şüpheli ...’dan kendisine hakaret ve tehdit içerikli sözler söylemesi nedeni ile şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldığı, dosya kapsamında bilgi beyanları alınan Deniz Örs ve Safa Can Ümüt’ün bu sözlere tanık olmadıkları, kamera kaydının da mevcut olmaması nedeniyle Cumhuriyet başsavcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, karara müştekinin itiraz ettiği ve dilekçesine olay anına ait kendi telefonu ile yaptığı ses kaydı olduğunu iddia ettiği cd ibraz ettiği, Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince itirazın reddine dair karar verildiği, merci kararının bozulması talepli kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
II- Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil/ler bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 173/2. maddesindeki, "Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir." hükmü yer almaktadır.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnat edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
İncelenen dosyada; müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra müştekinin itiraz dilekçesi ekinde yeni delil mahiyetinde ses kaydı içerdiğini iddia ettiği cd ibraz etmesi karşısında; itirazı incelemekle görevli mercii tarafından CMK’nın anılan 173/2. maddesi uyarınca, müşteki tarafından teslim edilen CD"nin bilirkişiye tevdiinin yapılarak ayrıntılı bir çözümleme tutanağı düzenlettirilmesi yönünde kovuşturmanın genişletilmesine karar verilerek sonucuna göre, müştekinin itirazı hakkında karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
III- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1. Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/01/2019 tarihli ve 2019/5 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2. Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 16/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.