2. Ceza Dairesi 2020/3318 E. , 2020/3422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Yaş düzeltme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Hükmün, suça sürüklenen çocuğun yaşının tashihine ilişkin kısmına yönelik suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından itiraz edilmiş olduğu, yaş tashihine ilişkin kararın hırsızlık suçu ile ilgili kurulan hükmü de etkileyeceği gözetilerek incelemenin yaş tashihi ile birlikte bu hükümleri de kapsayacak şekilde yapılması gerektiği belirlenerek yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK"nın "Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması" başlıklı 231. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesi; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün suça sürüklenen çocuk hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder",
Onuncu fıkrası ise; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak, davanın düşmesi kararı verilir" hükmünü içermektedir.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle suça sürüklenen çocuk ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden hükmün açıklanmasının geri bırakılması, esas itibariyle bünyesinde iki karar barındıran bir kurumdur. İlk karar teknik anlamda hüküm sayılan, ancak açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi nedeniyle hukuken varlık kazanamayan bu nedenle hüküm ifade etmeyen, şartlara uyulması halinde düşme hükmüne dönüşecek, şartlara uyulmaması halinde ise varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmü, ikinci karar ise, bu ön hükmün üzerine inşa edilen ve önceki hükmün varlık kazanmasını engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararıdır. Bu ikinci kararın en temel ve belirgin özelliği, varlığı devam ettiği sürece, ön hükmün hukuken sonuç doğurma özelliği kazanamamasıdır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı başvurulabilecek kanun yolu ise 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin, "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir" şeklinde hüküm altına alınan on ikinci fıkrasında açıkça "itiraz" olarak belirtilmiştir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği hüküm ise, bilahare davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı CMUK’nın 305 ve 5271 sayılı CMK’nın 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme imkanına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme imkanı bulunmamaktadır.
Yaş tashihi kararı hükmün bir parçası olduğu için, hükmün tabi olduğu kanun yoluna tabi olması gerekmektedir. Dolayısıyla açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde yer alan yaş tashihi kararına karşı da ancak itiraz kanun yoluna başvurulabilecektir. Zira açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması nedeniyle henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan hükmün temyiz merciince denetlenebilme imkanı bulunmayan bir aşamada, hükmün bir parçasını oluşturan yaş tashihinin temyizen incelenebileceğini kabul etmek, bir bütün olan hükmün bir bölümünün itiraz, bir bölümünün ise temyiz kanun yoluna tabi olacağı gibi çelişkili bir halin ortaya çıkması sonucunu doğuracaktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 gün ve 2014/6-66 E., 2014/365 K. sayılı kararı da yukarıda açıkladığımız görüş doğrultusundadır.
Açıklanan nedenlerle, CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca, temyiz kabiliyeti olmayan karara karşı itiraz yolu açık bulunduğundan ve suça sürüklenen çocuk müdafiinin dilekçesi itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz merciince karar verilmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 26.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.