8. Hukuk Dairesi 2017/10028 E. , 2019/4003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen ... plakalı araç nedeniyle 1.000 TL alacağın davalıdan tahsilini ve davacıya düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesini veya bedeli olarak 1.000 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 21.01.2016 tarihli dilekçe ile ziynet eşyalarına ilişkin alacak talebini 17.260 TL olarak açıklamıştır.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ... plakalı aracın artık değer ve katılma alacağı hesabının (-) bakiye verdiği, ziynetlere ilişkin iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin ... plaka sayılı araca ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 Sayılı TMK"nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir.
Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, aracın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, aracın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan aracın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur.
Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu aracın satın alma bedeli, bunun krediyle ve varsa kredi dışında eşlerin kendi imkanları ile karşıladıkları miktarlar ve oranları ile tasfiye tarihindeki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, aracın ruhsat ve satın alınma bilgileri, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu dahil finans kuruluşu kayıtları, ihtiyaç duyulması halinde eşlerin malın alınmasında katkı olarak kullandıklarını ileri sürdükleri mal varlıklarına ilişkin sair belgeler bulundukları yerlerden getirtilerek uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulmalıdır. Uyuşmazlığın çözümünde kullanılabilecek değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden oluşan kuruldan da yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 03.07.2011 tarihinde evlenmiş, 18.12.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 21.05.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu ... plaka sayılı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 31.07.2012 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).
Mahkemece, hesap bilirkişi raporu benimsenerek tasfiyeye konu araca ilişkin katılma alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemelere uygun değildir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, tasfiyeye konu aracın 30.323,00 TL"ye edinildiği, bu bedelin 24.500,00 TL"sinin banka kredisi ile karşılandığı, evlilik birliği içinde mal rejiminin sona ermesine kadar kredinin 4 taksitinin ödendiği ve araç edinilirken 5.823,00 TL peşinat verildiği anlaşılmaktadır. Bu halde, Mahkemece makine mühendisi bilirkişi marifetiyle söz konusu aracın mal rejiminin sona erdiği andaki durum ve nitelik tespiti yapılarak tasfiye tarihindeki değeri belirlendikten sonra, yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemeler doğrultusunda oranlama yoluyla evlilik birliği içinde ödenen peşinat ve kredinin 4 taksitinden kaynaklanan katılma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hatalı hesaplama ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.