Esas No: 2021/18663
Karar No: 2022/4013
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18663 Esas 2022/4013 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/18663 E. , 2022/4013 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı'nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki, Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı ve Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 13/10/2004 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, Eşme Cumhuriyet Başsavcılığının 29/11/2004 tarihli ve 2004/944 soruşturma, 2004/501 esas, 2004/191 sayılı iddianamesi ile, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 404/2 ve 36.maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile Eşme Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli ve 2004/210 esas, 2007/178 sayılı kararı ile; sanığın 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 404/2 , 59/2 , 81/1 ve 647 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince 3.311,00 Yeni Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 20.Ceza Dairesinin 01/07/2015 tarihli ve 2015/2450 esas, 2015/2798 sayılı ilamı ile, kanuni süresinden sonra hükmün temyiz edildiği gerekçesiyle temyiz isteğinin reddine karar verilerek kararın 01/07/2015 tarihinde kesinleştiği,
3-Eşme Cumhuriyet Başsavcılığınca, mahkemeden suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri gereğince uyarlama yapılması talep edildiği, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/316 esas, 2015/493 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,aynı Kanun’un 191/9. maddesindeki düzenleme uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 25/12/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
4- Sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine hakaret suçlarından Uşak 4. Asliye Ceza mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/600 esas, 2017/212 sayılı kararı ile cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine;
Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı ile; hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62.maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın kararı istinaf ettiği,
5-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesinin 15/01/2018 tarihli ve 2018/152 esas, 2018/18 sayılı kararı ile , uyarlama yargılaması sonucu verilen kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebileceği gerekçesiyle 5271 sayılı CMK’nın 279/1-b maddesi gereğince istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, sanığın karara itiraz ettiği, itirazı inceleyen mercii İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4.Ceza dairesinin 26/01/2018 tarihli ve 2018/9 değişik iş sayılı kararı ile, itirazın reddine kesin olarak karar verildiği,
6- Mercii Uşak 3.Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas 2017/292 sayılı kararın kaldırılmasına, kesin olarak karar verildiği,
7- Bunun üzerine Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararı ile, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102/4 ve 104/2.maddeleri gereğince davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8.maddesi gereğince davanın düşmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 Yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli ve 2004/210 esas, 2007/178 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine yapılan uyarlama yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetimli süresine tabi tutulmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/316 esas, 2015/493 sayılı kararının itiraz edilmeden 25/12/2015 tarihinde kesinleşmesi sonrasında, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından Uşak 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/600 esas ve 2017/212 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanmasına, anılan Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak kanun yolunun itiraz kanun yolu olduğundan bahisle istinaf başvurusunun reddine ilişkin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 15/01/2018 tarihli ve 2018/152 esas, 2018/18 sayılı kararını takiben, kararı itirazen inceleyen Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile zamanaşımının dolduğundan bahisle itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasını müteakip, zamanaşımının dolduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre,
1-Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında, uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesini müteakip, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi sanık lehine hükümler içerdiği kabul edilerek anılan Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları nedeniyle mahkemesince cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye bildirimde bulunulmasına karar verildiği, bildirim üzerine Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, anılan kararın sanık tarafından istinaf edilmesini takiben, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 15/01/2018 tarihli ve 2018/152 esas, 2018/18 sayılı kararı ile uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak kanun yolunun itiraz kanun yolu olduğundan bahisle istinaf başvurusunun reddine hükmedilmesini müteakip, Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükmün açıklanmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli kararı itirazen incelenerek anılan kararın kaldırılmasına karar verilmiş ise de,
Uyarlama yargılaması sonucu verilen kararın, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/316 esas, 2015/493 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı olduğu, dolayısıyla anılan karar ile sanık hakkında verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün açıklanması geri bırakılmamış olsaydı dahi Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/05/2011 tarihli ve 2011/3-66 esas, 2011/96 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca anılan karar itiraz kanun yoluna tâbi olacağı,
Ancak somut olayda, uyarlama yargılaması sonucu verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar itiraz edilmeksizin 25/12/2015 tarihinde kesinleştikten sonra denetim süresi içerisinde suç işlenmesi üzerine anılan karar açıklanarak sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği nazara alındığında, artık bu kararın uyarlama yargılaması neticesinde verilmiş bir karar niteliğinde olmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlâli üzerine hükmün açıklanmasına ilişkin yeni bir karar niteliğinde olduğu cihetle, sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun'un 272 ve devamı maddelerine göre istinaf kanun yoluna tâbi olduğu gözetilmeden, anılan karar itirazen incelenip kaldırılmasına karar verilmesinde,
Kabule göre de;
2-Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında, uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesini müteakip, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi sanık lehine hükümler içerdiği kabul edilerek anılan Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları nedeniyle mahkemesince cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye bildirimde bulunulmasına karar verildiği, bildirim üzerine inceleme konusu karar ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde verildiği, hükmün açıklanması koşullarının da 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesine tâbi olmadığı, 5237 sayılı Kanun'un 191/4. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, denetim süresi içerisinde yeniden “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlemesi halinde hükmün açıklanmasına karar verilebileceği gözetilmeden, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilmesinde,
3-Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararının temyiz isteminin süre yönünden reddi sonucu kesinleşmesini takiben, sanık hakkında yapılan yargılamanın uyarlama yargılaması niteliğinde olduğu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir..” denilerek Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı ve Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ...'in, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 Yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli ve 2004/210 esas, 2007/178 sayılı kararının kesinleşmesinden sonra 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/316 esas, 2015/493 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetimli süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 25/12/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarından Uşak 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2016/600 esas ve 2017/212 sayılı kararı ile mahkûmiyetine karar verildiğinin ihbar edilmesi üzerine , Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı ile, hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 15/01/2018 tarihli ve 2018/152 esas, 2018/18 sayılı kararı ile, uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak kanun yolunun itiraz kanun yolu olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, bunun üzerine , kararı itirazen inceleyen Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle itirazın kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararı ile de, zamanaşımı nedeniyle kamu davasının düşmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.
1-Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesinden sonra, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi sanık lehine hükümler içerdiği kabul edilerek anılan Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve kamu görevlisine hakaret suçları nedeniyle mahkemesince cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye bildirimde bulunulmasına karar verildiği, bildirim üzerine Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, kararın sanık tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 15/01/2018 tarihli ve 2018/152 esas, 2018/18 sayılı kararı ile uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulacak kanun yolunun itiraz kanun yolu olduğundan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hükmün açıklanmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli kararı itirazen incelenerek anılan kararın kaldırılmasına karar verildiği,
Uyarlama yargılaması sonucu verilen kararın, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 25/11/2015 tarihli ve 2015/316 esas, 2015/493 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararı olduğu, dolayısıyla anılan karar ile sanık hakkında verilen 10 ay hapis cezasına ilişkin mahkûmiyet hükmünün açıklanması geri bırakılmamış olsaydı dahi Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/05/2011 tarihli ve 2011/3-66 esas, 2011/96 karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 101/3. maddesi uyarınca anılan karar itiraz kanun yoluna tâbi olacağı,
Ancak somut olayda, uyarlama yargılaması sonucu verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar itiraz edilmeksizin 25/12/2015 tarihinde kesinleştikten sonra denetim süresi içerisinde suç işlenmesi üzerine hüküm açıklanarak sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği dikkate alındığında, bu karar uyarlama yargılaması sonucunda verilmiş bir karar niteliğinde olmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının ihlâli üzerine hükmün açıklanmasına ilişkin yeni bir karar niteliğinde olduğu anlaşıldığından; sanığın 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararının 5271 sayılı Kanun'un 272 ve devamı maddelerine göre istinaf kanun yoluna tâbi olduğu gözetilmeden, kararın itirazen incelenip kaldırılmasına karar verilmesi, kanuna aykırıdır.
Kabule göre de;
2-Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 404/2, 59/2, 81/1 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4/1. maddeleri uyarınca 3.311,00 yeni Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleşmesininden sonra, hükümden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi sanık lehine hükümler içerdiği kabul edilerek aynı Kanun'un 191/9. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, sanığın denetim süresi içerisinde 20/07/2016 tarihinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları nedeniyle mahkemesince cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararını veren mahkemeye bildirimde bulunulmasına karar verildiği, bildirim üzerine inceleme konusu karar ile hükmün açıklanmasına karar verildiği, sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının; 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değiştirilen Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi ve aynı Kanun'un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde verildiği, hükmün açıklanması koşullarının 5271 sayılı Kanun'un 231. maddesine tâbi olmadığı, 5237 sayılı Kanun'un 191/4. maddesinde yer alan düzenleme karşısında, denetim süresi içerisinde yeniden “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu işlemesi halinde hükmün açıklanmasına karar verilebileceği gözetilmeden, sanığın denetim süresi içerisinde işlediği görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçları nedeniyle hükmün açıklanmasına karar verilmesi, kanuna aykırıdır.
3-Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 18/10/2007 tarihli kararının temyiz isteminin süre yönünden reddi sonucu kesinleşmesini takiben, sanık hakkında yapılan yargılamanın uyarlama yargılaması niteliğinde olduğu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zamanaşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilemeyeceği gözetilmeden düşme kararı verilmesi kanuna aykırıdır.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Uşak 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/02/2017 tarihli ve 2018/96 değişik iş sayılı kararı ile Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/335 esas, 2017/292 sayılı ve Eşme Asliye Ceza Mahkemesinin 01/03/2018 tarihli ve 2018/98 esas, 2018/127 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığı'na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine,
30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.