Esas No: 2021/18660
Karar No: 2022/4012
Karar Tarihi: 30.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18660 Esas 2022/4012 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/18660 E. , 2022/4012 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 30/04/2019 ve 18/05/2019 tarihlerinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2019 tarihli, 2019/37669 soruşturma ve 2019/1623 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, mercii ve 15 günlük itiraz süresinin gösterildiği, kararın 05/07/2019 tarihinde şüpheliye usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek infazı için 29/07/2019 tarihinde Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2- Bursa Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 09/08/2019 tarihli ve 2019/4083 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, 26/08/2019 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 05/09/2019 tarihinde Yükümlü Ön Bilgilendirme Formu düzenlenerek aynı tarihte hastaneye sevkedildiği, hastanenin 17/10/2019 tarihli yazısında hastaneye başvurmadığının bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 31/10/2019 tarihli uyarı yazısının 14/11/2019 tarihinde bizzat şüpheliye tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 27/11/2019 tarihinde Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3- Erteleme kararı kaldırılarak Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 07/01/2020 tarihli, 2019/37669 soruşturma, 2020/628 esas ve 2020/493 sayılı iddianamesi ile, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4- Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararı ile; ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın durmasına karar verildiği, kararın 07/04/2021 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/06/2019 tarihli, 2019/37669 soruşturma ve 2019/1623 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği gerekçesiyle yükümlülük ihlalinde ısrar ettiğinden bahisle sanık hakkında kamu davası açılması üzerine, kovuşturma şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle kamu davasının durmasına dair Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararını kapsayın dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesince, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/06/2019 tarihli kamu davasının açılmasının 5 yıl süre ile ertelenmesine ilişkin karar ile denetimli serbestlik müdürlüğünce çıkarılan 05/09/2019 tarihli çağrı ve 31/10/2019 tarihli uyarı yazılarının usulüne uygun tebliğ edildiği ancak ısrar şartını sağlamayacağından bahisle davanın durmasına karar verilmiş ise de;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, "(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır." ve aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, "(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, somut olayda, 05/09/2019 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların şüpheliye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, şüphelinin AMATEM polikliniğine sevk edilmesine rağmen yükümlülüğünü ihlal ettiği ve 14/11/2019 tarihinde bir sonraki ihlalde tekrar uyarı yapılmayarak dosyanın kapatılacağının bildirilerek uyarıldığı, tebligatın şüphelinin bizzat kendisine yapılmasına karşın 10 gün içerisinde müracaatta bulunmaması sebebiyle bu halin ısrar niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli ... hakkında, 30/04/2019 ve 18/05/2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçlarından yapılan soruşturma sonunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/06/2019 tarihli, 2019/37669 soruşturma ve 2019/1623 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini takiben, şüphelinin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar etmesi nedeniyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararı ile, kamu davasının durmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki ve infaz sırasında yürürlükte olan Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, "(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır." ve aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, "(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında,
Somut olayda, 05/09/2019 tarihi itibarıyla tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların şüpheliye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, şüphelinin AMATEM polikliniğine sevk edilmesine rağmen yükümlülüğünü ihlal ettiği ve 14/11/2019 tarihinde bir sonraki ihlalde tekrar uyarı yapılmayarak dosyanın kapatılacağının bildirilerek uyarıldığı, tebligatın şüphelinin bizzat kendisine yapılmasına karşın 10 gün içerisinde başvuruda bulunmadığı, bu halin ısrar niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, mahkemece yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmesi gerektiği gözetilmeden kamu davasının durmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle, açılan kamu davasında yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yerinde olmayan gerekçe ile durma kararı verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/03/2021 tarihli, 2020/64 esas ve 2021/252 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, CMK’nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 30/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.