11. Hukuk Dairesi 2012/9625 E. , 2014/1282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...3. Asliye Ticaret ( ... 3. Asliye Ticaret) Mahkemesi’nce verilen 17.11.2011 tarih ve 2009/818-2011/713 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü hazır bulunan davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında "Sağlığım Kristal Sigorta Poliçesi" tanzim edildiğini, yapılan tetkikler sonucunda 15/05/2009 tarihinde müvekkiline "Aort Anevrizması" teşhisi konularak acilen ameliyata alındığını, davalının haklı bir sebebe dayanmaksızın tedavi giderlerinin ödenmeyeceğinin bildirildiğini, 26/05/2009 tarihinde isteminin reddedildiğini, harcama tutarının müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalındığını, bu durumun davacıda büyük bir manevi çöküntü ve üzüntü yarattığını ileri sürerek, müvekkilinin hastaneye ödemek zorunda kaldığı 55.000,00 TL"nin, 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, poliçenin iptali geçersiz olduğundan sigorta sözleşmesinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sigortalının poliçe tanzim edilirken içtiği sigara miktarı konusunda gerçeği sakladığı anlaşıldığından müvekkilinin poliçeden cayma hakkının doğduğunu, davacının doğru beyan yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu nedenle provisyon istendiğini ancak onay verilmediğini, ömür boyu yenileme garantisinin normal şartlar için geçerli olduğunu, gerçeğin gizlendiği durumlarda iptal hakkının saklı olduğunu, hastalık sigortası genel şartlarının 5. maddesi uyarınca doğru beyan yükümlülüğünün ihlali halinde sigortacının durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayma hakkının bulunduğunu, riziko gerçekleşmiş ise tazminat ödeme yükümlüğünün kalktığını ve cayma halinde prime hak kazandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davacının poliçe başlangıcında beyan ettiği günde 10 adetten fazla sigara içtiği hususunun kanıtlanmış olmadığı, davacı sigara adedi konusunda beyanını 27.05.2009 tarihli beyanıyla düzelttiği, davacının doktoruna verdiği beyanın farklı saiklerden de kaynaklanabileceği, salt doktora
verilen beyan esas alınarak davacının günde kırk adet sigarayı 23 yıldır içtiği sonucuna varılamayacağı, bir an için davacının beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı düşünülse bile bunu kasten yaptığı sonucunun çıkarılması da mümkün olmadığı, içilen sigara adedinin daha fazla olması halinde davacının poliçesinin yapılmayacağı konusunda davacının bilgilendirildiği konusunda bir kanıtın bulunmadığı, davacının doğru beyan yükümlülüğüne kasten aykırı davrandığının kanıtlanmadığı, davalı ... şirketinin cayma hakkının doğmadığı, davacının talep edebileceği tedavi gideri tutarının 52.678,56 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.816,45 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 21.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.