12. Ceza Dairesi 2015/2813 E. , 2016/3775 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 03/04/2014
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Her iki sanık hakkında; Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık ..."nun beraatine ilişkin hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu, suça konu inşaatı yaptıranın sanık ... olmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, adı geçen sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2- Sanık ..."nun beraatine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;
Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı;
Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; Hatay Müze Müdürlüğü"ne sunulmak üzere düzenlenen 24/02/2012 tarihli uzman raporunda, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kurulu"nun 20/06/1987 tarih ve 3420 sayılı kararı ile tescilli Yeşilova Höyüğü"nün batı yamacında tesviye yapıldığının, alanın düzleştirildiğinin, düzleştirilen alan üzerine tek katlı betonarme bina inşa edildiğinin, tesviye çalışması sırasında oluşan kesit ile bina çevresinde biriktirilen toprak içerisinde, tahrip olmuş halde mezar plakalarına, kemiklere ve seramik parçalarına rastlandığının belirtildiği, sanık Bahir"in aşamalardaki tutarlı savunmalarında, suça konu inşai faaliyetin kendisi tarafından gerçekleştirildiğini beyan ettiği, Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun 29/03/2012 tarih ve 695 sayılı kararı ile, Yeşilova Höyüğü taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edildiği halde sit sınırları belirlenmediğinden, kurul uzmanlarınca önerilen 1. derece arkeolojik sit alanı sınırlarının uygun olduğuna karar verildiği, dosya içerisinde mevcut 25/02/2013 tarihli fen bilirkişi raporunda, suça konu inşaatın, Yeşilova Höyüğü"nün yaklaşık 17 metre dışında, ancak, 1. derece arkeolojik sit alanı sınırları dahilinde kaldığının belirtildiği, 15/03/2013 tarihli arkeolog bilirkişi raporu ile de, inşaata ait tesviye toprağının kültür toprağı olduğunun, sözü edilen toprak içerisinde ve inşaatın etrafındaki kesitlerde çok sayıda çanak çömlek parçaları ile kemikler bulunduğunun, yapılan betonarme inşai faaliyet ile sit alanının özellikleri bozularak, geri dönüşümsüz şekilde tahribata uğratıldığının belirlendiği;
Yeşilova Höyüğü"nün korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline ilişkin 20/06/1987 tarih ve 3420 sayılı kurul kararının, 13/05/1988 tarih ve 19813 sayılı Resmi Gazete"de yayımlandığı, sanık tarafından inşaat yapılan yerin, bahse konu höyüğün 17 metre dışında yer aldığı ve 1. derece arkeolojik sit sınırlarının, tespit tarihinden sonra, 29/03/2012 tarih ve 695 sayılı kurul kararı ile belirlendiği ortaya konulmuş ise de; tesviye ve inşa çalışmaları sırasında mezarlara, mezarlar içerisindeki kemiklere, çok sayıda çanak çömlek parçalarına ve dolayısıyla arkeolojik kültür toprağına zarar verildiğinin de aşikar olduğu, kültür varlığı höyüğün tesciline ilişkin kurul kararının Resmi Gazete"de yayımlanmış olması, sanığın soruşturma aşamasında kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, bölgeye imar gelmediğini, imar hususunda bir düzenleme yapılmadığını beyan etmesi ve inşai faaliyet kapsamında arkeolojik bulgular ortaya çıktığı halde çalışmalar sürdürülerek, alanda geri dönüşümü mümkün olmayacak boyutta tahribat yaratılması birlikte değerlendirildiğinde, sanığın iyi niyetle hareket ettiğinin kabul olunamayacağı anlaşılmakla; 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-1. cümlesi uyarınca sanık hakkında mahkumiyet hükmü tesisi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme ile beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.