9. Hukuk Dairesi 2021/11575 E. , 2021/16593 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
...
Davacı, asıl davada kıdem ve ihbar tazminatlarının hüküm altına alınmasını, birleşen davada ise davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının, alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen davanın kabulü ile davalının alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı vekili süresi içinde temyiz yoluna başvurmuştur.
Dairemizin 30.06.2021 tarihli kararı ile, tazminata esas ücretin tespitinde yemek ve barınma gideri karşılığı 150,00 TL’nin eklenmesi ve alacağın likit olmayıp yargılama gerektirmesi sebebi ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki gerekçelerle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
Maddi hatanın giderilmesi isteğini içeren dilekçe ve ekleri incelendi.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.
Somut uyuşmazlık bakımından, davalının yurt dışı şantiyesinde çalışan ve ücretini USD üzerinden alan davacı yönünden giydirilmiş ücretin hesabında eklenecek olan yemek ve barınma yardımının da USD üzerinden eklenmesi gerekirken maddi hataya dayalı olarak 150,00 TL yemek ve barınma yardımı eklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozma yapıldığı anlaşıldığından, Dairemizin 30.06.2021 tarihli kararının maddi hataya dayanması sebebiyle ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili asıl dava dilekçesinde, davacının tesisat formeni olarak yurt dışı iş sözleşmesi ile davalı şirketin Moskova, Türkmenistan ve Libya"da bulunan şantiyelerinde 1994-2010 yılları arasında çalıştığını, 1.700 USD aylık ücretin 200-300 USD" sinin şantiyede avans olarak elden, geri kalanının banka hesabına yatırılarak ödendiğini, 3 öğün yemek ve barınmanın işverence sağladığını, iş sözleşmesinin nedensiz ve bildirimsiz bir biçimde işçilik alacakları ödenmeden feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde, davalı aleyhine başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini ve davalının, alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, hak etmiş olduğu işçilik istihkaklarının davacıya ödendiğini, ödeme belgeleri ve ibranamelerin mevcut olduğunu, davacının imzaladığı ibranamede ihbar ve kıdem tazminatı dahil tüm işçilik alacaklarını aldığını belirttiğini ve işverenden hiçbir alacağının kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan delillere ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı bir neden olmaksızın feshedildiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353-(1)-b. 1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1- Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Kıdem ve ihbar tazminatına esas alınacak olan giydirilmiş ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya, ne şekilde tespit edildiği belirli olmayan aylık 212,86 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığının kabulü ile giydirilmiş ücretin hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ancak, yurtdışındaki şantiyelerde çalışan işçilere aylık 150,00 USD yemek ve barınma yardımı yapıldığı kabul edilerek giydirilmiş ücret belirlenen dosyaların, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği de dikkate alınarak yemek ve barınma gideri miktarı 150,00 USD olarak belirlenmelidir. Belirtilen sebeple, tazminata esas giydirilmiş ücret belirlenirken yemek ve barınma gideri olarak 150,00 USD yerine 212,86 USD’ nin eklenmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kıdem ve ihbar tazminatı talepli eldeki bu dava devam ederken bilirkişi raporu alınmasından sonra, davacı işçinin dava konusu edilen miktarlar da dikkate alındığında bilirkişi raporuna göre talep edebileceğinden daha fazla bir miktar üzerinden davalıya karşı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı üzerine davacının itirazın kısmen iptali, takibin devamı ile icra inkâr tazminatı talebiyle bir dava açtığı, her iki davanın birleştirilip yargılamasının birlikte yapıldığı, İlk Derece Mahkemesince birleşen itirazın iptali davası bakımından alacakların likit olduğu gerekçesi ile icra inkâr tazminatına hükmedildiği görülmekte ise de, icra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için gerekli koşullar somut olayda gerçekleşmemiştir.
Şöyle ki; itirazın iptali davasında borçlunun haksızlığına karar verilmesi halinde ve alacaklının talep etmiş olması şartıyla, borç miktarının Kanunda gösterilen orandan az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilir. İcra inkâr tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerekir. Özellikle, işçinin kıdemi, ücreti gibi hesap unsurları, işverence bilinen ya da belirlenebilecek hususlardır. 4857 sayılı Kanun’un 8. ve 28. maddelerinin, işverene bu gibi konularda belge düzenleme yükümü yüklediği de gözden uzak tutulmamalıdır. Ancak, hak tartışmalı ise icra inkâr tazminatına hükmedilemez
Somut olayda, öncelikle kıdem ve ihbar tazminatı istekleri bakımından davalı işveren, istifa eden davacının bu alacaklara hak kazanamadığını savunduğundan hakkın özü tartışmalı olup yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacaktan bahsedilmesi mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan, kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplanmasına esas ücret ve ekleri (yemek ve barınma ücreti) de taraflar arasında ihtilaflı olup yargılamayı gerektirmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu alacaklar likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği halde İlk Derece Mahkemesince davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi hatalıdır.
Kabule göre de; İlk Derece Mahkemesince hüküm fıkrasında icra inkâr tazminatı oranının belirtilmesi ile yetinilmesi gerekirken, oranın karşılığı olan miktarın da yazılarak tahsil hükmü kurulması isabetsizdir.
Sonuç :
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.