13. Ceza Dairesi Esas No: 2020/4824 Karar No: 2020/5230 Karar Tarihi: 09.06.2020
Yargıtay 13. Ceza Dairesi 2020/4824 Esas 2020/5230 Karar Sayılı İlamı
13. Ceza Dairesi 2020/4824 E. , 2020/5230 K.
"İçtihat Metni"
KANUN YARARINA BOZMA Nitelikli hırsızlık suçundan suça sürüklenen çocuk ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b, 35 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cealandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/03/2011 tarihli ve 2005/472 esas, 2011/212 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içerisinde nitelikli hırsızlık suçunu işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, 5271 sayılı Kanun"un 231/11. maddesi uyarınca hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 142/1-b, 35 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2019/16 esas, 2019/224 sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 21/01/2020 gün ve 94660652-105-34-10732-2019-Kyb sayılı yazısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 27/01/2020 gün ve 2020/11359 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği, MEZKUR İHBARNAMEDE; Dosya kasapmına göre, sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan hükmolunan mahkûmiyet kararının kesinleştiği 04/07/2011 ile yeni suçun işlendiği 30/07/2011 tarihleri arasında 26 gün süre ile zaman aşımının durduğu, sanığın üzerine atılı suçun ise 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, bu süreye zaman aşımının durduğu 26 günlük süre eklendiğinde 8 yıl 26 gün olduğu, zaman aşımını kesen en son işlem olan savunmanın 31/12/2007 tarihinde alınmış olması nedeniyle 8 yıl 26 günlük süre eklendiğinde zaman aşımının 26/01/2016 tarihinde dolmuş olması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Somut olayda, yokluğunda verilen İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 15/03/2019 tarihli ve 2019/16 esas, 2019/224 karar sayılı kararının sanık ...’un 31/12/2007 tarihinde yakalama emri üzerine alınan beyanı sırasında bildirdiği adresi olan "..."" adresi yerine olay tarihinde mernis adresi olan ""..."" adresine tebliğe çıkartılarak Tebligat Kanunu"nun 21. maddesine göre tarihinde tebligat yapıldığı, bu itibarla yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu anlaşılmakla; sanığa gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle hükmün kesinleşmediği, kesinleşmemiş karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından sanık ...’a gerekçeli kararın usulüne uygun tebliği ile hükmün kesinleşmesi halinde yeniden kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün olup, henüz kesinleşmemiş olan karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 09/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.