Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/2335
Karar No: 2020/3420
Karar Tarihi: 30.11.2020

Danıştay 13. Daire 2020/2335 Esas 2020/3420 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/2335
Karar No:2020/3420

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. … - Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 22/12/1999 tarihinde Fon'a devredilen … A.Ş.'nin (Banka) … Şubesi'nde meydana gelen zimmet nedeniyle oluştuğu belirtilen Fon alacağına ilişkin olarak ... İcra Müdürlüğü'nün E: … sayılı dosyasında yapılan takipten sarfınazar edilerek, alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre takip ve tahsil edilmesine ilişkin Fon Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının davacı yönünden iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; bankada meydana gelen zimmet olayı nedeniyle … Ağır Ceza Mahkemesi'nin E: … sayılı dosyasına kayden …, … ve davacı aleyhine kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davacının beraat ettiği, … ve …'ın ise 5 yıl 10'ar ay hapis cezasıyla cezalandırıldıkları, ayrıca Fon'un uğradığı 1.820.697,19-TL zararın bu kişilere ödettirilmesine karar verildiği, bu kararın … Ceza Dairesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği, dosya içerisinde bulunan … tarih ve … sayılı Banka Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporu'nda ve … tarih ve … sayılı Fon Denetleme Dairesi Başkanlığı raporlarında davacının sorumlu olduğu belirtilmesine rağmen, anılan raporlarda davacının sorumluluğunun nasıl oluştuğunun açık, net ve somut olarak ortaya konulamadığı gibi, sorumluluk miktarının da davacı açısından nasıl belirlendiğinin belirtilmediği, … tarih ve … sayılı raporda zikredilen ve rapora dayanak alınan … Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava sürecinde alınan 18/09/2002 ve 13/06/2006 tarihli bilirkişi raporlarında da, davacının zimmet nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olduğuna veya fiillere iştirakine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı ve ceza davasından beraat ettiği anlaşıldığından dava konusu Fon Kurulu kararının davacıya ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının Banka kaynağının haksız olarak kullanılması sebebiyle amme alacağına dönüşen alacaktan diğer sorumlular ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, davacının döviz hesabına virman yapılmak suretiyle bankayı zarara uğratan üçüncü kişilerden olduğu, aktarılan dövizlerin davacı tarafından şahsi olarak kullanıldığı, aynı zamanda davacının yolsuz olarak alınan paraların hesaplarında kullanıldığı şirketlerin de ortağı olduğu, söz konusu işlemlerin davacı ve diğer üçüncü şahıslarla birlikte işbirliği halinde gerçekleştirildiği, davacının babası ve eşi tarafından TMSF aleyhine mevduatlarının ödenmesi talebiyle açılan alacak davalarının reddedildiği, her iki kararda da, davacının banka görevlisi ile ticari ilişkileri dolayısıyla iyi niyetli üçüncü kişi konumunda sayılamayacakları, usulsüz işlemleri bilen veya bilmesi gereken bir konumunda oldukları, para yatırdıklarına dair dekont, makbuz olmadığı, dolayısıyla bankaya güvenerek para yatırıldığının ispatlanamadığı gerekçelerine yer verildiği, Fon'un 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin atfı ile yürürlükte bulunan 4389 sayılı mülga Bankalar Kanunu'nun 15. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Bankalardan temlik aldığı alacaklarını, 6183 sayılı Kanun uyarınca takip ve tahsile görevli ve yetkili olduğu, Fon Kurulu kararının, ödemeye çağrı mektubu, ödeme emri ve haciz tutanaklarının iptali istemiyle diğer borçlular tarafından açılan davaların reddedildiği ve bu kararların kesinleştiği, hukuki sorumluluk ile cezai sorumluluğun farklı kavramlar olduğu, ceza yargılamasında verilen kararın ve ceza davasında yer alan bilirkişi raporlarının huzurdaki davada delil olarak değerlendirilemeyeceği, harçtan muaf olmalarına rağmen aleyhlerine harca hükmedilmesinin bozma nedeni olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, teftiş raporları bir bütün olarak incelendiğinde, dava dışı banka yetkilisi …'ın bankada görev yaptığı süreçte binlerce usulsüz işlem yaptığının, banka müdürü ve diğer yetkililerin bu usulsüz işlemlere uzunca bir süre müdahale etmeyerek göz yumduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından bankada o tarihte görev yapan ve yolsuz işlemlere göz yuman banka görevlileri aleyhine hiçbir işlem yapılmadığı, somut bir tespit bulunmamasına rağmen usulsüz işlemlerde iştiraki olabileceği düşünülen kişiler aleyhine sorumluluk sürecinin başlatıldığı, 35 senedir yurt dışında ikamet eden bir işçi olduğu, uzun süredir çalışamayacak derecede hasta olduğu, davalıya devredilen banka şubesindeki zimmet olayı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı, teftiş raporlarında somut bir tespit bulunmadığı, tüm birikimlerini o bankaya yatırmasına rağmen banka görevlisinin usulsüz işlemleri nedeniyle yatırdığı mevduatını dahi geri alamadığı, ceza mahkemesi kararında, yurt dışında yaşadığından zimmet olayına iştirakinin mümkün olmadığı, alınan bilirkişi raporlarında da sorumluluğunu gerektiren herhangi bir somut tespitin bulunmadığı hususları bir vakıa olarak tespit edilerek beraati yönünde hüküm kurulduğu ve bu kararın Yargıtay tarafından onandığı, dava dışı … yönünden açılan iptal davasında, aynı gerekçelerle Fon Kurulu kararının iptal edildiği, kararda açık, net ve somut bir tespit olmaksızın hukuki sorumluluğa gidilemeyeceğinin hüküm altına alındığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
… A.Ş. 22/12/1999 tarihinde Fon'a devredilmiştir. Bankanın 09/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesiyle … Grubu'na satılmasına karar verilmiş olup, anılan hisse devir sözleşmesinde Bankanın yükümlülükleri Fon tarafından üstlenilmiştir.
Bankada bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalışan … adlı kişinin, 1999-2001 yılları arasında bir kısım müşterilerin hesaplarından müşterilerin bilgileri ve talimatları dışında usulsüz olarak tediye, virman ve üçüncü kişilere havale işlemleri yapmak suretiyle kendisi ve işbirliği içinde olduğu şirket, şirket ortakları ve üçüncü şahıslara para aktardığı tespit edilmiştir.
Hesaplarından usulsüzce para aktarılan mevduat sahiplerinin açtığı davaların Banka aleyhine sonuçlanması üzerine, Fon tarafından mevduat sahiplerine 374.550,10-TL ve 2.440.790,53-EUR mevduat tutarı ve yediemin ücreti, hacizli malların sigorta giderleri gibi adlar altında 171.829,00-TL ödeme yapılmıştır.

Fon tarafından yapılan ödemelerin tahsili amacıyla aralarında davacının da bulunduğu 13 kişi hakkında ... İcra Müdürlüğü'nün E: … sayılı dosyasında takip başlatılmış, daha sonra bu takipten sarfınazar edilerek, alacağın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'a göre takip ve tahsil edilmesine ilişkin Fon Kurulu kararı alınmış, bu kararın davacı yönünden iptali istemiyle de bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun Geçici 11. maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanunun yayımı tarihinden önce, 26.12.2003 tarihine kadar temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona intikal eden ve/veya bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izin ve yetkileri ilişkili Bakan, Bakanlar Kurulu veya Kurul tarafından kaldırılarak tasfiyeleri Fon eliyle yürütülen veya Fon tarafından tasfiye işlemleri başlatılan bankalar hakkında başlatılan işlemler sonuçlanıncaya ve her türlü Fon alacakları tahsil edilinceye kadar bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Kanunun 14, 15, 15/a, 16, 17, 17/a ve 18 inci maddeleri, ek 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 ncı maddeleri ile geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasına devam edilir." kuralına yer verilmiştir.
4389 sayılı (Mülga) Bankalar Kanunu'nun 15. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Fon her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. 14. maddenin (6) numaralı fıkrasının (b) bendi ile verilen yetkiler saklı kalmak kaydıyla, Fon kaynakları ile her türlü alacaklarının ve hisseleri kısmen veya tamamen Fona intikal eden bankaların; yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklarından, bu ortakların yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek başına ve başkalarıyla birlikte elinde bulundurdukları şirketlerden ve iştiraklerinden, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, genel müdür ve yardımcıları, kredi komitesi başkan ve üyeleri ile imzaları bankayı ilzam eden memurları ve bunların eş ve çocuklarından olan alacakları ile hisseleri Fona intikal eden diğer bankaların bunlardan olan alacaklarından Fon tarafından devralınanlar ile (7) numaralı fıkranın (b) bendinde belirtilen kişilere ait olup Fon tarafından devralınan alacakların takip ve tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır. Fon devraldığı alacağın takibine, alacağın devralındığı gün itibarıyla banka defter, kayıt ve belgelerine göre anapara, her türlü faiz, komisyon ve sair giderlerin toplamından oluşan birikmiş alacak tutarı üzerinden başlar. Bu alacaklar, Fon tarafından devralındığı tarihten itibaren amme alacağı niteliğini kazanır ve birikmiş alacak tutarına, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanır. Ancak Fon, her türlü alacakları ve devraldığı alacaklarla ilgili olarak borçlu aleyhinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre başlatılmış bulunan takipler ile alacağın tahsiline yönelik davalara kaldığı yerden devam edebileceği gibi, takibi devam ettirmekten ve/veya davanın takibinden sarfınazar ederek devraldığı alacağın kaldığı yerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsiline de karar verebilir. Yukarıda sözü edilen sarfınazar, haktan feragati tazammun etmez."; 15. maddesinin dokuzuncu fıkrasının (a) bendinde ise, "Fon tarafından, hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın borçlarının, taahhütlerinin yüklenilmesi veya alacaklarının devralınması halinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak, 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunundan doğanlar ve takibi şikayete bağlı suçlar dahil olmak üzere açılmış veya açılacak her türlü ceza davalarında, alacağın devralındığı veya borcun, taahhüdün yüklenildiği tarihten itibaren, suçtan zarar gören olarak, Fon müdahil sıfatını kazanır. Bu davalara bağlı şahsi haklar dahi Fona ait olur." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca, Fon kaynakları ile her türlü alacaklarının ve hisseleri kısmen veya tamamen Fon'a intikal eden bankaların kaynak ve varlıklarının doğrudan veya dolaylı olarak edinilmesi ya da edindirilmesi durumunda doğrudan ya da dolaylı bir şekilde edinilen ve/veya edindirilen banka kaynakları ve varlıkları nedeniyle doğan alacaklar Fon alacağı sayılmakta ve ilgili gerçek/tüzel kişiler bu alacaktan sorumlu tutulabilmekte ve haklarında 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca takibe geçilebilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, 31/12/2001 tarih ve 5-6-5 sayılı Banka Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporu ve diğer (Havale talimatları ve makbuzları gibi) bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Banka'da bireysel pazarlama yetkilisi olarak çalışan … adlı kişi tarafından kendisine tanımlanmış olan kullanıcı kodu ve şifresi kullanılmak suretiyle fiktif olarak açılan; …numaralı ve … numaralı … adına kayıtlı havuz hesaplarından yurt dışında bulunan davacıya ait … bankasındaki … numaralı hesaba döviz havalelerinin yapıldığı, … numaralı …, … numaralı … ve … numaralı …-… adına kayıtlı havuz hesaplarından davacıya ait kredi kartı borçlarının ödendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Banka kaynağı edindirilenlerden olduğu anlaşılan davacının, … A.Ş.'nin … Şubesi'nde meydana gelen usulsüz işlemler nedeniyle oluşan dava konusu Fon alacağından sorumlu olduğu sonucuna varıldığından, anılan Fon alacağının tahsili amacıyla alınan dava konusu kararın davacıya ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf ibaşvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 30/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi