19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/11966 Karar No: 2018/4212 Karar Tarihi: 09.04.2018
2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/11966 Esas 2018/4212 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir şahsın hukuki durumunu belirlemek için taşınmazını satması ve başka borçlarını ödemek için satış bedelinin kullanılması durumunda, alacaklıyı zarara sokma amacı olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirtti. 331. maddesi uyarınca, seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştirilmesi ve diğer koşulların gerçekleştirilmesi durumunda suç oluşacağı ifade edildi. Mahkeme, taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark olup olmadığını tespit etmek için daha fazla inceleme yapılmasını istedi. Kararda belirtilen kanun maddeleri, İİK'nun 331. maddesi ve CMUK'nın 321. maddesidir.
19. Ceza Dairesi 2016/11966 E. , 2018/4212 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Sanığın üzerine atılı bulunan İİK"nun 331. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; "Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu; alacaklısını zarara sokmak maksadıyla, “1-)Mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak, 2-)Telef ederek, 3-)Kıymetten düşürerek, 4-)Hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirerek, 5-) Asıl olmayan borçlar ikrar ederek; Mevcudunu suni surette eksiltirse” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da ( alacaklının, borçlu aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde) gerçekleşmesi halinde oluşacağının yerleşik uygulamalarda benimsenmiş olması, somut olayımızda; şikayetçi tarafın sanığın taşınmazını alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla devrettiğini, sanığın ise diğer borçlarını ödemek amacıyla taşınmazı sattığını savunması karşısında, sanığa isnat edilen suç kastının oluşup oluşmadığının tespiti açısından satışı yapılan taşınmazdan elde edilen paranın akıbetinin ne olduğu, borç ödenmesinde kullanılıp kullanılmadığı, borç ödenmişse ilgili takip dosyaları getirtilerek incelenip, taşınmazı satın alan ... dinlenilip, sanıkla aralarında arkadaşlık ya da akrabalık olup olmadığı ve taşınmazın halen kimin kullanımında olduğu zabıta aracılığıyla araştırılıp, taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre şikayete konu taşınmazın alacaklıyı zarara sokmak kastiyle yapılıp yapılmadığı hususunda sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken eksik kovuşturma yazılı şekilde beraat kararı verilmesi Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 09/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.