12. Ceza Dairesi 2015/4424 E. , 2016/3703 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Katılanlar : 1- ..., 2-Handan Tuzla, 3- ..., 4- ..., 5- ...
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Beraat
Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Sanıklar ... ve ..."nun beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanıkların taksirinin bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
B) Sanıklar ..., ... ve ..."ın beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
Ölen ..."nın, aile geçmişinde mide ve bağırsak kanseri hastalığı vakalarının olması nedeniyle, tetkik yaptırmak üzere sanık ..."nün başhekim, sanık ..."nun dahiliye uzmanı, ..."ün genel cerrahi uzmanı, sanık ..."in anestezi uzmanı, ..."ın aneztezi teknisyeni olarak görev yaptığı özel hastaneye, 03.02.2009 tarihinde başvurduğu, dahiliye uzmanı sanık ..."nun muayenesi sonucunda özefagustduodenoskopi yapılmasına karar verildiği, ancak hastanın endişelenmesi nedeniyle müdahalenin sedasyon ile yapılmasına karar verilerek anestezi uzmanı sanık ... tarafından görülen hastanın tetkiklerinde herhangi bir patoloji bulunmadığına karar verilip kendisinin bir ameliyatta görevli olması nedeniyle anestezi için teknisyen sanık ..."ı görevlendirdiği, topikal boğaz anestezisi ve 1amp proforol ile sedasyon sonrası genel cerrah sanık ... tarafından özefagustduodenoskopi yapıldığı, 10 dakika süren bu işlem sonrasında hastada kardiopulmoner arest geliştiği, intratrekeal entübasyon yapıldığı, ikternal kalp masajına başlandığı, 1 amp adrenalin intra kardiyak 1amp adrenalin iv 2 amp atropin iv yapıldığı, entübe, ağrılı uyaranlara yanıtsız, istemsiz kas hareketleri ve GKS :5 yüz kaslarında fasikülasyon olduğu, Mvd SIMV-BK modunda izlendiği, 8 saat CPAP modunda izlendiği, ve hiperventil ettiği, beyin BT"si çekilmesi sonucu hipoksik ve iskemik ensefalopati tanısı konularak tedavisine başlandığı, 14.02.2009 tarihine kadar genel durumu değişmeyen hastanın, beyin ölümü düşünülerek SPECT çekildiği ve beyin ölümü ile uyumlu apne testinin ( +) bulunduğu, ailesi tarafından organlarının bağışlandığının bildirilmesi üzerine ameliyata alındığı, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 12.08.2009 raporu ile Morg İhtisas Dairesinin 05.06.2009 tarihli rapordaki bulgularına göre “kişinin ölümünün propofol sedasyonu altında uygulanan özefagustduodenoskopi işlemi bitiminde meydana gelen kalp ve solunum durması sonucu meydana gelmiş olduğunun, adli dosya ve tıbbi belgelerin incelenmesinde preanestezi değerlendirme fişi bulunmaması, anestezi uzmanının sadece yapılan tetkiklere bakarak sedasyona karar vermesi, önceden muayenesi yapılarak tetkiklerinin istenmemesi, dosyadaki evraklarda hastanın işlem öncesi mevcut rahatsızlığı dışında bir şikayetinin olduğuna dair veri bulunmaması, işlemin anestezi uzmanı yerine anestezi teknisyeni tarafından yapılmış olması, anestezi uzmanı olan sanık Dr. ..."in Başhekimlik makamına yazdığı 06.02.2009 tarihli dilekçesinde hastaya 200/mg doz uygulandığının anastezi izlem formuna göre 200/mg ameliyat ve anestezi formuna göre 200/mg takip propofol verilmesi, diğer evrak ve ifadelere göre 100 mg propofol verildiğinin belirtilmesi, tıbbi belgelerde sadece bir yerde SP02"nin % 98 olduğu ve anestezi takip fişinde sadece kalp atım hızının kayıtlı olması (EKG takibi SP02 kan basıncı, verilen serumlar vs) bulguların kayıtlı olmaması nedeniyle solunum ve dolaşım durmasına yol açan komplikasyonun propafol enjeksiyonuna mı, başka bir komplikasyona mı bağlı olduğunun ayrımının yapılamadığının” bildirildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 11.06.2010 tarihli raporunda; hastanın öyküsü mide şikayetleri, ayrıca otopside midede kronik gastrit saptandığı da birlikte değerlendirildiğinde, kişiye üst gastrointestal sistem endoskopisi yapılma kararı verilmesinin tıbben uygun olduğu, ancak kişiye sedasyon anestezisi öncesinde anestezi muayenesinin yapılması, muayenede saptanan bulgular da dikkate alınarak, gerekiyorsa ileri tetkiklerin ve konsultasyonların istenmesi ve anestezi riski saptanarak hastaya sedasyon anestezi uygulanması gerektiği, ayrıca işlem sırasında hastanın oksijen saturasyonu, kalp ritmi, tansiyonu, solunumunun düzenli takip edilmesi ve solunum depresyonunda maske ile solunum desteklenmesi gerektiği ancak tıbbi kayıtlardan hastanın fenalaştıktan sonra monitorize edildiği belirtildiğinden yaşamsal parametlerin takibinin son derece önemli olup monitorisazyon yapılmamasının ( EKG, SPO2, EtCo2) ayrıca işlem öncesi hastanın görülerek değerlendirilmemesinin eksiklik olduğu, ancak ölüm nedeni belirlenemediğinden bu eksikliklerin ölüme katkısının bilinemediğinin belirtildiği, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişiler tarafından düzenlenen 22.02.2011 tarihli raporda ise; “gerek endoskopi işlemi bulguları ve alınan biyopsi numunelerinin patolojik incelemesi sonucunda elde edilen veriler, gerekse de otopsiden elde edilen mide bulgularının hastanın kronik gastriti olduğunu göstermekte olduğu, bu bulgularla birlikte hastanın endişe ve şikayetleri hesaba katıldığında üst gastrointestinal sistem endoskopik muayene endikasyonunun tıbben uygun olduğu; dosyada bulunan tıbbi belgeler ve otopsi bulguları incelendiğinde, ATK 1. İhtisas Kurulunun kararlarında da bahsedildiği gibi beyin ölümü gerçekleşmesinde asıl olayı tetikleyen sebebin endoskopi işlemi sırasında gelişen kalp ve solunum durması olduğu, üst gastrointestinal sistem endoskopik muayenesi esnasında propofol ile sedasyon uygulanmasının tıbben uygun olduğu; sedasyon anestezisi uygulanmadan önce vücudun organ sistemlerindeki bozuklukları tespit edebilmek, anestezi riskini belirleyebilmek, ileri tetkik ve konsültasyonların gerekliliğini saptayabilmek ve anestezi yöntemini seçmede yardım alabilmek amacıyla anestezist tarafından yapılması gereken fizik muayenenin yapılmadığı, sadece laboratuar parametrelerinin incelendiği; ancak hasta dosyasından da anlaşılacağı üzere işlem öncesi mevcut gastrointestinal şikayetleri dışında başka bir rahatsızlığının bulunmadığı; 200 mg gibi bir propofol dozunun i.v. uygulanması esnasında solunum problemi, tansiyonun düşmesi ve üst gastrointestinal endoskopik inceleme esnasında aşırı refleks yanıtların gelişebilme ihtimalinin olması sebebiyle uygulanması gereken EKG, kan basıncı, oksijen satürasyonu, solunum monitörizasyonun anestezi takip formu ve diğer belgelerden anlaşıldığı üzere uygulanmadığı; el ile nabız ve görsel olarak solunumun izlenmesi ile hastanın takip edildiği, sadece bir yerde oksijen satürasyonu bilgisine ulaşıldığı; sedasyon verilmesi ve hastanın takibi esnasında anestezi uzmanı yerine anestezi teknisyeninin bulunmasının eksiklik olabileceği; dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere hastanın daha önce hayati organlarında önemli bir patolojisinin olmaması ve otopsi raporunda ani kalp durmasına neden olabilecek bir patoloji tespit edilememesinin endoskopi işlemi sonunda görülen kalp ve solunum durmasına, hava yolu kontrolündeki bir problem sonucu gelişen hipoksinin veya vazovagal aktivite sonucu ani inhibisyonun ya da aritminin neden olabileceğini düşündürse de anestezi takip fişi ve dosyadaki diğer belgelerden elde edilen verilerle ölüm nedenini belirlemenin mümkün olmadığı, ATK 3. İhtisas kurulunun raporunda da belirtildiği gibi ölüm nedeninin tam olarak belirlenebilmesi mümkün olmadığından yukarıda belirtilen eksikliklerin ölüme olan katkısının ne oranda olduğunun belirlenemeyeceğinin” belirtildiği, Adli Tıp Genel Kurulunun 03.10.2013 tarihli raporuna göre de; “Adli dosya ve tıbbi belgelerin incelenmesinde preanestezi değerlendirme fişi bulunmaması, anestezi uzmanının sadece yapılan tetkiklere bakarak sedasyona karar vermesi, önceden muayenesi yapılarak tetkiklerinin istenmemesi, dosyadaki evraklarda hastanın işlem öncesi mevcut rahatsızlığı dışında bir şikayetinin olduğuna dair veri bulunmaması, işlemin anestezi uzmanı yerine anestezi teknisyeni tarafından yapılmış olması, anestezi uzmanının ifadesinde ve takip fişine göre 200 mg propafol verilmesi diğer evrak ve ifadelere göre 100 mg propafol verildiğinin belirtilmesi, tıbbi belgelerde sadece bir yerde SP02"nin % 98 olduğu ve anestezi takip fişinde sadece kalp atım hızının kayıtlı olması (EKG takibi SP02 kan basıncı, verilen serumlar vs) bulguların kayıtlı olmaması nedeniyle solunum ve dolaşım durmasına yol açan komplikasyonun propafol enjeksiyonuna yoksa başka bir komplikasyonuna bağlı olduğunun ayrımının yapılamadığı, hastanın öyküsü, mide şikayetleri ayrıca otopside midede kronik gastrit saptandığı da birlikte değerlendirildiğinde kişiye üst gastrointestinal sistem endoskopisi yapılma kararı verilmesinin tıbben uygun olduğu, kişiye sedasyon anestezisi öncesi, anestesi muayenesinin yapılması, muayenede saptanan bulgularda dikkate alınarak gerekiyorsa ileri tetkiklerin ve konsültasyonların istenmesi ve anestesi riski saptanarak hastaya sedasyon anestezi uygulanması gerektiği, ayrıca işlem sırasında hastanın oksijen saturasyonu, kalp ritmi, tansiyonu solunumu düzenli takip edilmeli ve solunum depresyonunda maske ile solunum desteklenmesi gerektiği ancak tıbbi kayıtlardan hastanın fenalaştıktan sonra monitorize edildiği belirtildiğinden yaşamsal parametrelerin takibinin son derece önemli olup monitorizasyon yapılmamasını (EKG, SP02, EtC02) ayrıca işlem öncesi hastanın görülerek değerlendirilmemesinin eksiklik olduğu ancak ölüme neden olan kalp ve solunum durmasının mekanizmanın kesin olarak belirlenemediği için bu eksikliklerin ölüme katkısı bilinemediğinin belirtildiği yine; katılan vekilince Konya Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/115 esas sayılı dosyasına sunulan Ankara Hacettepe Tıp Fakültesi uzmanlarından alınan rapor da birlikte değerlendirildiğinde; “ölenin işlem öncesi anesteziyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmeme, ameliyathane dışı anestezi uygulamalarında gerekli olan monitorizasyonun yapılmaması, teknik donanımın yetersiz olması, teknisyenin monitorize etmeden anestezi uyguladığı, hastanede anestezi uzmanı olduğu halde, acil olmayan girişimde anestezinin anesteziyoloji uzmanınca değil anestezi teknisyenince uygulanması, endoskopi odasında anestezi uygulanması, buna karşılık ameliyathane dışı girişimlerde asesyon/anestezi uygulaması için gerekli koşulların sağlanmaması eksiklik olarak belirtilmiş olup, dosya içerisindeki tüm raporlarda; kişiye üst gastrointestral sistem endoskopi yapılma kararının tıbben uygun olduğu, ancak sedasyon anestezisi öncesi anestezi muayenesinin yapılması, gerektiğinde ileri tetkiklerin ve konsültasyonların istenmesi, anestezi riski saptanıp hastaya sedasyon anestezi uygulanması gerektiği, ayrıca işlem sırasında hastanın oksijen saturasyonu, kalp ritmi, tansiyonu ve solunumunun düzenli takip edilip, solunum depresyonunda maske ile solunumun desteklenmesi gerektiği, ancak tıbbi kayıtlardan hastanın fenalaştıktan sonra monitorize edildiği, parametrelerin takibinin son derece önemli olup, monitorizasyon yapılmamasının ve işlem öncesi hastanın görülerek değerlendirilmemesi ve daha önce hayati organlarından önemli bir patolojisinin olmaması karşısında 10 dakika kadar süren endoskopi işlemi sonunda kardiyopulmoner arrest gelişmesi ve ölümü ile sonuçlanan olayda; anestezi uzmanı olan sanık ..."in sadece yapılan tetkiklere bakarak sedasyona karar vermesi, muayenesini yapıp tetkikleri istememesi, zorunluluk ve aciliyet bulunmasına rağmen işlemin anestezi teknisyeni tarafından yapılmasına karar vermesi ve anestezi teknisyeni sanık ..."ın da hastayı monitorize etmeden anestezi uygulaması, genel cerrahi uzmanı olan sanık ..."ün ise ameliyathane dışı girişimlerde asesyon/anestezi uygulaması için gerekli koşulları sağlamadan endoskopi odasında özefagustduodenoskopi işlemi yapmasının eksiklik olduğu ve sanıkların eylemleri ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu, özefagustduodenoskopi işlemi ile ölüm arasındaki sürede illiyet bağını kesen herhangi bir neden saptanmadığından sanıkların taksirle öldürme suçundan sorumlu tutularak mahkumiyetleri yerine isabetsiz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca, hükümlerin isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.