Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/6567
Karar No: 2017/14612
Karar Tarihi: 11.12.2017

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2017/6567 Esas 2017/14612 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2017/6567 E.  ,  2017/14612 K.

    "İçtihat Metni"



    KARAR

    Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda sanığın beraatine dair, Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/02/2014 tarih ve 2012/983 esas, 2014/92 sayılı kararın katılan ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
    Dairemizin 13/06/2016 tarih ve 2015/26391 esas, 2016/12990 sayılı kararıyla;
    "Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanık müdafinin temyizinin kapsamını vekalet ücretine yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Belediye Başkan olan sanığın, 18 Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştıma ve Uygulama Hastanesi bahçesinde kaçak olarak çalıştırıldığı iddia edilen kantinin kapatılmasına yönelik işlem yapmak için olay yerine giden belediye zabıta görevlilerine engel olduğunu öğrenmesi üzerine olay yerine geldiği sırada Başhekim Yardımcısı olan katılanın kantinin kapatılmasına karşı çıkması üzerine, katılana yönelik söylediği sabit olan “Sizler kimlere hizmet veriyorsunuz, burayı kimlere peşkeş çekiyorsunuz, bu olayın arkasında kimler var biliyorum, bunları ortaya çıkarıcağım, sizler yetim hakkı yiyip birilerine yaranmaya çalışıyorsunuz, sen de buraya ortak mısın, sen ne biçim doktorsun” şeklindeki sözlerinin bir bütün halinde katılanın onur, şeref ve saygınlığına yönelik olgu isnadı niteliğinde olduğu ve hakaret suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sözlerin ağır eleştiri niteliğinde olduğu şeklindeki kanuni olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi,
    2- Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına CMK"nın 324/1 ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13/5. madde ve fıkraları uyarınca maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin ve katılan ..."ın temyiz iddiaları yerinde görülmekle tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13/06/2016 tarihinde" oy birliğiyle karar verilmiştir.
    I- Yerel Mahkemenin Direnme Kararının Kapsamı
    .Çanakkale 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2017 tarih ve 2016/466 esas, 2017/373 sayılı kararında;
    “Sanık savunması, katılan beyanı, iddia ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanık hakkında hakaret suçundan mahkememize açılan kamu davasında; Her ne kadar Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 13/06/2016 tarih ve 2015/26391 esas- 2016/12990 karar sayılı ilamı ile sanık hakkındaki mahkememizin 2012/983 esas- 2014/92 karar sayılı ilamı ile hakaret suçundan verilen beraat kararını bozmuş ise de; Gerek Yargıtay kararları gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre kamu görevlilerinin kendilerine söylenen sözler ile ilgili olarak hakaret suçunun niteliğinin daha dar yorumlanması ve kamu görevlilerine ağır sözlere katlanması gerektiğine ilişkin içtihatlar dikkate alınarak bozma ilamına uyulmamasına, ve önceki kararda direnilerek sanığın atılı hakaret suçundan CMK 223/2-e maddesi uyarınca beraatına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçeyle, Dairemizin 13/06/2016 tarih ve 2015/26391 esas, 2016/12990 sayılı kararına direnildiği görülmektedir.
    II- Hukuksal Değerlendirme
    02.12.2016 tarihli 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 36.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 307.maddesi uyarınca, direnme kararı üzerine verilen hükmün Dairemizce incelenmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
    Ceza Genel Kurulu’nun 14.10.2008 gün ve 170-220 sayılı kararında da belirtildiği üzere; hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
    Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşlara yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir.
    AİHM’e göre, öncelikle ifadelerin bir olgu isnadı mı yoksa değer yargısı mı olduğu belirlenmelidir. Zira olgu isnadı kanıtlanabilir bir husus iken, bir değer yargısının kanıtlanmasının istenmesi dahi ifade özgürlüğüne müdahale sayılabilecektir. Yargılamaya konu olan ifadeler eğer bir değer yargısı içermekte ve somut bir olgu isnadından bahsedilemeyecekse, değer yargılarını destekleyecek "yeterli bir altyapının" mevcut olup olmadığı AİHM tarafından göz önünde bulundurulmaktadır. Zira değer yargılarının dahi belli düzeyde olgusal temel içermesi gerektiği kabul edilmektedir. Öte yandan, hiçbir veriye dayanmayan ve hiçbir altyapısı bulunmayan bir değer yargısı AİHM tarafından da ifade özgürülğü sınırları içerisinde kabul görmemektedir.
    Olgu isnadı içeren ifadeler konusunda ise, en azından ilk bakışta güvenilir görünen delil sunulması gerektiği kabul edilmektedir. Elbette ki, bu deliller sunulamadığı takdirde, AİHM, iddiaların gerçekliğinin kanıtlanmasını beklemektedir.
    Kamu görevlilerinin, görevlerini yerine getirirken performanslarını etkilemeyi ve kamuoyunun bu kişilere olan güvenine zarar vermeyi amaçlayan aşağılayıcı ve hakaret içerikli saldırılara karşı korunmaları gerekmektedir. Zira, kamu görevlileri, siyasetçilerden farklı olarak, kendilerini kamuoyunun denetimine açmamakta; ayrıca görevlerini yerine getirirken kamuoyunun güvenine ihtiyaç duymaktadırlar. Burada korunan temel değer, ilgili kamu görevlisinin bizatihi kişiliği ya da şöhreti olmayıp, o kişinin yerine getirdiği kamusal göreve kamunun duyduğu güvenin demokratik bir toplumdaki önemidir.
    Kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği ise AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir.
    AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
    İnceleme konusu somut olayda; Belediye Başkanı olan sanığın, 18 Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi bahçesinde kaçak olarak çalıştırıldığı iddia edilen kantinin kapatılmasına yönelik işlem yapmak için olay yerine giden belediye zabıta görevlilerine engel olduğunu öğrenmesi üzerine olay yerine geldiği sırada Başhekim Yardımcısı olan katılanın kantinin kapatılmasına karşı çıkması üzerine, katılana yönelik söylediği sabit olan “Sizler kimlere hizmet veriyorsunuz, burayı kimlere peşkeş çekiyorsunuz, bu olayın arkasında kimler var biliyorum, bunları ortaya çıkarıcağım, sizler yetim hakkı yiyip birilerine yaranmaya çalışıyorsunuz, sen de buraya ortak mısın, sen ne biçim doktorsun” şeklindeki sözlerinde hakaret suçunun unsurlarının somut olayda oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine, hükümlülük kararı verilmesi,
    III- Karar
    Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
    Dairemizin 13/06/2016 tarih ve 2015/26391. Esas, 2016/12990 Karar sayılı bozma kararındaki gerekçeye göre yerel Mahkemece verilen direnme kararı yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, 6763 sayılı Yasanın 36.maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 307/3. maddesi hükmüne göre, Dairemizce verilen 13/06/2016 tarih ve 2015/26391. Esas, 2016/12990 Karar sayılı, kararının KALDIRILMASINA,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan ...’ın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 11/12/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi