23. Hukuk Dairesi 2011/3899 E. , 2012/87 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, 11.02.2000 tarihinde dava dışı kooperatif ortağı ....’dan payını devralarak davalı kooperatife peşin bedelli ortak olduğunu, müvekkilinin payını devraldığı ... ...ya ile kooperatif arasındaki sözleşme gereğince, ...’ın, kooperatife ait 80 konutun pencere, kapı ve cam işlerini yapması karşılığında C blok zemin kat 4 numaralı daire için peşin ödemeli ortak yapıldığını, müvekkilinin peşin ödemeli ortağın daire ve payını satın aldığını, pay devrinin kooperatifçe kabul edilerek müvekkilinin genel kurullara çağrıldığını, ancak 2005 yılında gönderilen geçersiz ihtarlarla müvekkilinden istenen 7.800,00 TL nin ödenmemesi üzerine müvekkilinin ihracına karar verildiğini, ihraç kararının tebliğ edilmediğini ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile ortaklığın tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.11.2009 harç tarihli ıslahla, peşin ödemeli ortak olan müvekkilinden aidat istenemeyeceğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatife 7.800,00 TL borçlu olmadığının tespiti ile ortaklığının bedelsiz devam ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, aidat borcunu ihtara rağmen ödemeyen davalının ihracına karar verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı ortağın payını devralarak kooperatife peşin bedelli ortak olduğu, davacıya gönderilen ihtarlarda istenen mali yükümlüklerin açıklanmaması ve ikinci ihtarda bir ay yerine 30 günlük süre verilmesi nedeniyle ihtarların geçersiz olduğu, ihraç kararının davacıya tebliğ edilmediğinden davanın süresinde olduğu, davacıya tahsis edilen zemin kattaki dairenin 2004 yılındaki genel kurulda kur"a dışı bırakıldığı, davalı kooperatif ile devreden ortak ... arasında düzenlenen 26.12.1997 tarihli taahhütnameyle ... Kaya"ya peşin ödemeli ve kur"a dışı daire tahsis edilerek aidat ödemelerinden muaf tutulduğundan devralan davacının herhangi bir aidat borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı kooperatifin 25.8.2005 tarih 122 nolu ihraç kararının iptaline, davacının, davalı kooperatife peşin bedelli üye olduğunun ve davalı kooperatife 7.800,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, ihraç kararının iptali, peşin ortaklığın tespiti ve menfi tespit istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça yada zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe yada benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa"nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz.
Mahkemece, 2004 yılı olağan genel kurulunda davacıya pay karşılığı verildiği iddia edilen zemin kattaki dairenin kur’a dışı bırakılması, peşin üyeliğin genel kurulca benimsendiği şeklinde değerlendirilmiş ise de, anılan karardan bu sonuca ulaşmak mümkün değildir.
Bu durumda, mahkemece, davacıya payını devreden kişinin ve dolayısıyla davacının açıklanan ilkeler ışığında peşin ödemeli üye olup olmadığı değerlendirilmeli, bu kapsamda konunun açıkça genel kurulun bilgisine sunulup sunulmadığı, sunulmuşsa genel kurulca açık veya zımni bir şekilde peşin ortaklığın kabul edilip edilmediği, yönetim kurulu ve davacının bayisi arasında yapıldığı iddia edilen peşin üyelik sözleşmesinin genel kurulun verdiği yetkiye dayalı yapılıp yapılmadığı veya genel kurulca sonradan anılan sözleşmeye icazet verilip verilmediği üzerinde durulmadan, davacı tarafından son oturumda ibraz edilen, davalıya tebliğ edilmeyen ve davalı tarafça imza ve içeriğine itiraz edilen belgeye itibar edilerek yetersiz incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3- Kabule göre de, mahkemece, menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, bu konuda da yeterince araştırma yapılmamıştır. Davacının peşin ödemeli ortak olarak kabulü halinde dahi, inşaat finansman giderleri dışındaki, genel giderler, altyapı ve çevre düzenlemesi gibi giderlerden sorumluğu devam edeceğinden, davalı tarafından istenilen paranın hangi amaçla istendiği üzerinde durularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, istenen miktarın tamamının inşaat finansman gideri olarak kabulü ile eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.