11. Hukuk Dairesi 2020/5108 E. , 2021/414 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 17.05.2018 tarih ve 2017/862 E. - 2018/532 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirket bünyesinde bulunan ticari araçlara akaryakıt alımının tek firmadan sağlanması amacıyla taraflar arasında 18.11.2008 tarihli ""Müşteri Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi"" yapıldığını, davalı şirketin, aralarındaki sözleşmeye uygun olarak, davacı şirkete ait araçların satın aldığı akaryakıt bedellerini, her ayın 15., 24. ve son günü olmak üzere 3 seferde faturalandıracağı, alacağın, sözleşmenin 2.1.6. maddesinde kararlaştırılan usulle davalı tarafından, davacının Akbank Kozyatağı Ticari Şube’de bulunan hesabından doğrudan borçlandırma sistemi ile tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, davacı şirketin, sözleşmenin 4. maddesine uygun olarak, 3 yıllık bir süre için imzalanan sözleşmenin şartları üzerinde yeni bir mutabakat sağlanmadığı takdirde sözleşmenin feshedileceğini ... 6. Noterliği’nin 06.09.2011 tarih ve 34089 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya bildirdiğini, bu ihtarnamenin davalı şirkete ulaşmasını müteakip taraflar arasında imzalanan protokol ile 18.11.2008 tarihli sözleşmenin yalnızca 1 aylığına uzatılarak, 18.12.2011 tarihi itibariyle kendiliğinden fesih olunacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin 31.960 USD tutarlı cezai şart talebine karşı, davacı şirketin ... 6. Noterliği’nin 13.12.2011 tarih ve 46764 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, sözleşme 26.10.2011 tarihli protokol ile son bulduğundan davalının bu talebinin dayanağının bulunmadığını bildirdiğini, davalının 18.11.2008 tarihli ""Müşteri Taşıt Tanıma Sistemi Sözleşmesi""nin 5. maddesinde yer alan cezai şarta ilişkin hüküm nedeniyle 15.02.2012 tarih ve 08685 numaralı 55.990,72 TL bedelli faturayı düzenleyip davacıya gönderdiğini, faturanın ... 6. Noterliği’nin 21.02.2012 tarih ve 08685 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirkete iade edildiğini, davalının, davacının Akbank Kozyatağı Ticari Şubesi"ndeki hesabından doğrudan borçlandırma sistemini kullanmak suretiyle 55.990,72 TL’yi haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil ettiğini, tahsil edilen bu tutarın istirdadı için davalı aleyhine başlatılan takibin, davalının itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalı hakkında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen taşıt tanıma sözleşmesinin 2.2.8 maddesinde, taşıt tanıma sistemine dahil edilen araçların sistemden 2 yıldan önce çıkarılması durumunda (filo araç sayısının % 20’si hariç) müşteriye davalı Shell & Turcas tarafından sistemden çıkarılan araç başına 50 ABD Doları + KDV fatura edileceğine ilişkin cezai şart hükmü bulunduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen 2 yıllık süre geçmeden araç filo sayısının % 20’sinden fazla aracı sistemden çıkardığından, 47.499,76.- TL + KDV’yi ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama toplanan deliller ve benimsenen 15.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında 18.11.2008 tarihli ve üç yıl süreli müşteri taşıt tanıma sistemi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin yine taraflar arasında imzalanan 26.10.2011 tarihli protokol ile 18.12.2011 tarihine kadar bir ay süre ile uzatıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.2.8 maddesinde, taşıt tanıma sistemine dahil edilen araçların sistemden iki yıldan önce çıkartılması durumunda (filo araç sayısının % 20"si hariç), davalı tarafından davacıya araç başına 50,00 USD + KDV fatura edileceği, araçların sistemde tutulup üç ay süre ile yakıt almaması durumunda da bu hükmün uygulanacağının kararlaştırıldığı, 15.05.2015 havale tarihli bilirkişi raporu ile davacının sözleşme başlangıcında sisteme 523 adet araç kaydettiği, sözleşmeye göre davalının cezai şart talep edebilmesi için, davacının filosundaki araç sayısının % 20"si hariç olmak üzere, sistemden araç çıkartılması veya sistemde bulunan araçların üç ay boyunca yakıt almaması gerektiği, başka bir ifade ile davacının 523 adet aracının % 20’si düşüldükten sonra 418 adet aracı sistemde tutmaması halinde, davalının araç başına sözleşmede kararlaştırılan tutarda cezai şart talep edebileceği, davacının 2011 yılı Ağustos ayında 1, Eylül ayında 6, Ekim ayında 12, Kasım ayında 12 adet aracı sistemde tutmadığından, davalının talep edebileceği cezai şart tutarının 31 adet araç için araç başına 50,00 USD+KDV olmak üzere toplam 1.829,00 USD olacağı, davalının davacıdan fatura tarihindeki kur üzerinden 3.219,22 TL cezai şart talep edebileceği, fazladan tahsil edilen 52.771,50 TL’nin davacıya iadesi gerektiği, davacı takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden, işlemiş temerrüt faizi talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul 7. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4381 esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 52.771,50 TL asıl alacak yönünden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, davalı aleyhine hüküm altına alınan alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, bu konuda karar verilmemesi doğru değildir. Bu husus bozmayı gerektirse de, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 6. bendinden sonra gelmek üzere “Reddedilen miktar dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap edilen 2.180 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” bendinin eklenerek 6100 Sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükme, hüküm fıkrasının 6. bendinden sonra gelmek üzere “Reddedilen miktar dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap edilen 2.180 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözcük ve yazı dizisinin eklenerek, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 26.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.