23. Hukuk Dairesi 2011/2367 E. , 2012/82 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleştirilen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davaların davacıları vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... ve müdahil vekili Av. ..."in gelmiş olmalarıyla hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl ve birleşen davada, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortağı olduklarını, kooperatifçe altı parsel üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle konut inşa edildiğini, 24.12.1988 tarihinde çekilen kur"a ile ortaklara isabet eden konutların belirlendiğini, kur"a çekimi sonrasında ... Büyükşehir Belediye Meclisi"nin 6216/1 ve 6225/1 parsellerdeki imar yoğunluğunu artırarak 1,5 katına çıkarttığını, emsal artışıyla anılan parsellerde 60 konutun daha yapılmasına imkan sağlandığını, arsa maliklerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanarak kendilerine isabet edecek 15 dairenin bedelinin tahsili için açtıkları davada kooperatiften tahsiline karar verilen bedelinin genel kurul kararıyla tüm ortaklardan eşit olarak alınmasına karar verildiğini, imar değişikliği sonucu 60 daire yapılmasına imkan sağlanan 6216 ve 6225 parsellerde adlarına konut isabet eden kooperatif ortaklarının bu parsellerde inşaat yapılmasına karşı çıkarak inşaat yapılması için alınan genel kurul kararının iptalini sağladıklarını, kooperatifin ferdileşme sürecinin tamamlanmasıyla 6216 ve 6225 sayılı parsellerde konut alan ortakların diğer ortaklar aleyhine zenginleşeceklerini ileri sürerek, arsa sahiplerine ödenen miktardan müvekkillerinin payına düşen kısmın tespiti ile şimdilik 6.000,00 TL"sının, 60 konut üretimine elverişli arsanın değer artışından müvekkillerinin payına düşen miktarın tespiti ile şimdilik 5.000,00"er TL’sinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifçe inşa edilen konutların tamamlandığını, şerefiye bedellerinin belirlenerek 1988 yılında çekilen kur"a sonucu konutların ortaklara verildiğini, ortaklar arasında mutlak eşitliğin sağlandığını, arsa maliklerine ödenen paraların genel kurul kararına dayanarak alındığını, genel kurul kararlarına karşı dava açılmadığını, tazminat isteminin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, imar yoğunluğundaki artış sonrası arsa maliklerince kooperatife karşı açılan tazminat davasında hükmedilen bedelden 1163 sayılı Kanunun 23. maddesi uyarınca tüm ortakların eşit olarak sorumlu olduklarından ödenen bu miktarların istirdadının istenemeyeceği, şerefiyelerin belirlenmesinden sonra imar planında değişiklik yapılarak kendilerine 6216 ve 6225 sayılı parsellerde konut isabet eden ortaklar lehine bir durum oluştuğu, ancak şerefiyelerin kesinleşmesi nedeniyle bu parsellerdeki konut yerleri üzerinde davalı kooperatife karşı istemde bulunulamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davaların davacıları vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava ve birleşen davalar, şerefiyelerin belirlenerek kesinleşmesi ve kur"a çekiminden sonra imar planında yapılan değişiklikle davacılara konut isabet etmeyen parsellerde yapılaşma yoğunluğunun artırılmasıyla arsa sahiplerine yapılan ödemelerin istirdadı ve parseller arasında oluşan değer farkının denkleştirilmesi tazminatı istemlerine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamından, imar planındaki değişiklik sonrası davacılara konut isabet etmeyen parsellerdeki yapılaşma yoğunluğunun artırıldığı, yeni duruma göre arsa sahiplerine ödenen tazminata tüm ortakların katıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar, imar yoğunluğunun arttığı parsellerde konut sahibi olamadıklarından alınmasında katkıda bulundukları parsellerdeki değer artışından yararlandırılmamaları 1163 sayılı Kanunun 23. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırılık oluşturur. Davacıların, değer artışı sonrası genel kurul kararlarıyla arsa sahiplerine ödenmek üzere ödedikleri aidatı geri isteyemeyeceklerinin kabulü yerinde ise de, alınmasında katkıda bulundukları parsellerdeki değer artışından yararlandırılmamaları isabetli değildir. Bu bakımdan, mahkemece, davacıların alımına katkıda bulundukları parsellerde oluşan değer artışından her bir ortağa isabet edecek payın belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken bu kalem istek yönünden dahi davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar lehine takdir olunan 900,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin harcının istek halinde iadesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.