23. Hukuk Dairesi 2011/2128 E. , 2012/78 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacılar, davalı kooperatif üyesi olduklarını, araçların tek tip hale gelmesi için yönetim kurulunun araçların değiştirilmesi yönünde karar aldığını, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 30.11.2010 tarih ve 113 sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili, davanın kooperatif aleyhine açılmış olması gerektiğini, kooperatif amacına uygun araç bulundurmak anasözleşmeye göre üyelik şartlarından olduğunu, aracın modelini ve niteliklerini belirleme yetkisinin kooperatif yönetim kuruluna ait bulunduğunu, yolcu sayısının az olması nedeniyle araçların otobüs olmasına gerek olmadığını, davacılara ait araçların daha büyük olmasına rağmen konforsuz olduklarını, belirlemiş oldukları araçların ise hem daha konforlu ve hem de az yakıt tüketmesi nedeniyle üyelerin menfaatine olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yönetim kurulu kararlarına karşı doğrudan dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kooperatifler Kanunu’nun uygulanmasından kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca bu tür davalarda basit muhakeme usulü uygulanmaktadır. Temyiz tarihi itibariyle yürürlükte olan HUMK.nun 176/11.madde ve bendinde ise basit yargılama usulüne bağlı tutulan dava ve işlere adli ara vermede de bakılacağı öngörülmüştür.
Mahkeme ilamı, davacılardan ..."a 01.08.2011 tarihinde tebliğ edilmiş olup, karar, HUMK`nun 432/1. madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 19.08.2011 günü temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın 432/4.maddesi uyarınca süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, davacı ... yönünden temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılardan ..."ın temyizine gelince; dava yönetim kurulu kararının iptaline ilişkindir. Kooperatif anasözleşmesinde, amaca uygun motorlu araç bulundurmak ortaklık şartları arasında sayılmış (m.10) olup, araçların niteliklerine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Yönetim kurulunun 30.11.2010 tarih ve 113 sayılı kararı ile araçların marka, model ve kapasiteleri belirlenmiş, kararda belirtilen nitelikte araç bulundurmayanların
01.01.2011 tarihinden itibaren çalıştırılmayacakları öngörülmüştür. Kural olarak yönetim kurulu kararları doğrudan dava edilemezler. İtiraz üzerine genel kurulda alınacak kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 53.maddesi uyarınca dava edilmesi mümkündür. Fakat, yönetim kurulu kararlarının doğrudan ortağın kişisel haklarını etkilemesi onun zararına sonuçlar doğurması halinde doğrudan dava konusu edilebileceği gerek öğretide ve gerek yargısal içtihatlarda kabul edilmektedir.
Bu durumda mahkemece, iptali istenilen kararın, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmeye uygun olup olmadığı, davacı ortağı zarara uğratacak nitelik taşıyıp taşımadığı hususlarının tespiti bakımından araçların tekniği ve özellikleri yönünden konusunda uzman bir bilirkişi yada bilirkişi heyetine inceleme yaptırılarak, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalının gerçekte kooperatif tüzel kişiliği olmasına, davalılara kooperatifi temsilen husumet yöneltildiğinin kabulü gerekmesine göre, karar başlığında yönetim kurulu üyeleri gerçek kişilerin davalı olarak gösterilmesi ve buna bağlı olarak davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ..."ın temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.