19. Hukuk Dairesi 2016/6745 E. , 2018/3753 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali-alacak davalarının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kı.............en davalı vekili Av. ..."ın gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde oldukları anlaşıldıktan 24/02/2016 günlü geri çevirme kararından sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 27.9.2008 tarihli kömür alım-satım akdinin bağıtlandığını, müvekkilinin daha sonra malı almaktan vazgeçtiğini, kömür bedeli olarak davalıya 250.000.-USD ödeme yapıldığını, ödenen tutarın iadesi için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, satışı yapılacak kömürün stok halinde hazır olarak bulundurduğunu, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshi nedeniyle 500.000.-USD zarara uğradığını, bu miktarın 250.000.-USD"sinin zararlarına karşılık mahsup edildiğini bildirerek davanın reddini birleşen davada ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.-USD akde aykırılık nedeniyle uğradığı zararın tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalıya kömür alım bedeli olarak 250.000.-USD ödeme yapıldığı, bunun karşılığında herhangi bir kömür alınmadığı, davacının sözleşmeden vazgeçtiği, taraflar arasında yapılan sözleşmede sözleşmeden cayma halinde herhangi bir tazminat ve ceza-i şartın kararlaştırılmadığı, yapılan sözleşmeye göre peşin olarak kararlaştırılan ücretin de ödenmediği, sözleşmenin yazıldığı şekilde kurulamadığı, davalının kömürleri hazır tuttuklarına ilişkin delil sunmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, % 40 tazminata, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiş olup Dairemizin 28.03.2011 tarih, 2010/13954 E. - 2011/3939 K. sayılı ilamı ile “ Taraflar arasında 27.9.2008 tarihli kömür satım sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme gereğince davacı alıcının 400.000.-Dolar peşin 845.000.-USD"nin taksitler halinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı şirketin bu sözleşmede gösterilen ödemeleri kömür fiyatlarında meydana gelen düşüşlerden dolayı süresinde yapmaması nedeniyle davalı satıcının uğramış olduğu zararlar nedeniyle 18.2.2008 tarihli faturayı kesip davacı alıcıya tebliğ ettiği, keza davalı satıcının 17.12.2009, 12.1.2009 tarihli ihtarları davacı alıcıya keşide ettiği daha sonra davacı alıcının sözleşmeyi feshettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın çözümünde en önemli husus davacı alıcının sözleşmede yazılı edimlerini yerine getirmemesine rağmen sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığının tespitinde toplanmaktadır. Nitekim mahkemece de, bu konunun saptanması için rapor alınmış ise de, alınan bu rapor yukarıda açıklanan hususları irdeleyen ve Yargıtay denetimine imkan verecek nitelikte değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, sözleşmenin davacı tarafça feshedilmesinin haklı fesih olup olmadığı saptanıp, feshin haklı olmadığı sonucuna varılması durumunda davalının fatura ve ihtarlarında bildirdiği zararlar yönünden delillerini ibraz olanağı sağlanarak, zarar miktarı saptanıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra kömür fiyatlarındaki aşırı değişimin davacı açısından BK 138. madde uyarınca ifanın aşırı güçleşmesi kapsamında değerlendirildiği, sözleşmenin mahiyeti , umulmayan halin niteliği dikkate alınarak davalının sözleşmenin haksız feshinden dolayı belirlenen zarar ilişkin bedelden %50 indirim uygulandığı, davacının ödediği 250.000 USD"nin tazminattan mahsup edildiği, davacının bakiye 47.347 USD alacağının olduğu, birleşen davada ise asıl dosyadaki hüküm kapsamında davalının taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinden dolayı alacağının tenzili ile davacının ödediği miktarın mahsubu dikkate alındığında herhangi bir alacağının olmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin asıl davanın davacısı alıcı tarafından feshinin haksız olduğunun kabulü yerinde ise de mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki davalının sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğramış olduğu zarar miktarının hesaplanması yöntemi dosya içeriğine göre doğru değildir. Taraflar arasındaki sözleşmede " Bu tarihi geçen ödemelerin tonaj karşılığı iptal edilecektir." hükmüne yer verilmiş olup davacı tarafından da 250.000 USD ödeme yapılmıştır. Bu durumda davacı 250.000 USD kömürü almakla yükümlüdür. Almadığı takdirde ise davalı alıcının zararını karşılamak zorundadır. Ayrıca davalı taraflar arasındaki sözleşmenin ifa edilmesine güvenerek sözleşmede belirtilen kömür miktarını tedarik edip etmediği, deposunda hazır hale getirip getirmediği, kömürlerin alım fiyatlarının fatura v.s. belgelerle ispatlanması gerektiği, şayet davalı sözleşmede belirtilen miktar kadar kömürü tedarik etmediği anlaşıldığı takdirde ise herhangi bir zararının bulunmayacağı buna göre davalının ticari defter ve belgelerinin de incelenerek önceki bilirkişi raporundaki itirazlar değerlendirilerek konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Kabule göre de, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan zarardan takdiri indirim yapılması da doğru olmayıp her dava açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre değerlendirilip çözümlenmesi gerekmekte olup dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren TBK hükümlerinin somut olay değerlendirildiğinde kamu düzenine aykırılık bulunmaması nedeniyle uygulama yeri bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.630,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 04/07/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.