11. Hukuk Dairesi 2013/11753 E. , 2014/1144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25.03.2013 tarih ve 2011/363-2013/161 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 2000 yılından beri ticari faaliyet göstermeyen davalı şirkette 1/3 hissesinin bulunduğunu, müvekkilince ortaklıktan çıkma ve şirketin tasfiyesi talepli açılan davanın devam ettiğini, şirketçe 12.03.2010 tarihinde fesih ve tasfiye kararı da alınmasına rağmen müvekkiline toplantıya çağrı davetiyesi gönderilmeden, tasfiye kararından dönülmeden, toplantı ve karar nisabı oluşturulmadan, iyi niyet kurallarına uyulmadan, müvekkilinin payını azaltmayı amaçlayan 15.04.2011 tarihinde ortaklar genel kurul kararında sermaye artırımına gidildiğini ileri sürerek anılan kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilen 15.04.2011 tarihli tutanağın sermaye artırımına ilişkin bir ortaklar genel kurulu kararı değil, 29.04.2011 tarihli toplantıya çağrı tutanağı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili, birleştirilen davada, asıl davadaki iddialarını tekrar edip toplantıya çağrı davetiyesinin içeriğinin de usulüne uygun olmadığını ileri sürerek sermaye artırım kararını içeren 29.04.2011 tarihli ortaklar kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, birleştirilen davada, 12.03.2010 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirketin süresinin 99 yıl daha uzatıldığını, oy birliği ile karar alınabilmesi kuralının "oy çokluğu ile karar alınabilir" şekline getirildiğini, anılan kararlar için süresinde iptal davası açılmadığını, bu sebeple artık ortakların 2/3 oy çokluğu ile karar alabileceklerini, sermaye artırımı kararının şirket ve alacaklılar için yararlı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada iptali istenen 15/04/2011 tarihli belgenin "Ortaklar Kurulunu Toplantıya Çağrı Tutanağı" olduğu, iptalinin mümkün olmadığı, birleşen davada iptali istenen 29/04/2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın oybirliği ile alınmadığı, yetersayı aykırılığı nedeniyle alınan kararın yok hükmünde olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 29.04.2011 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.