Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili; müvekkiline kullandığı su sayacındaki fazla fazla tüketim miktarının Malatya 1 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/91. d.iş sayılı dosyasında bulunan bilirkişi raporu doğrultusunda iptali ile gerçek kullanım miktarına düşürülmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü yönünde karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, hüküm Yargıtay 4 Hukuk Dairesi Başkanlığının 17.01.2013 tarih , 2012/7705 esas ve 2013/179 karar sayılı ilamı ile davalı tarafça açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek karar verilemez. Mahkemece ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş, 23.05.2013 havale tarihli bilirkişi raporuna yönelik itiraz üzerine mahallinde keşif icra edilmiş keşfe katılan başka bir bilirkişiden 29.07.2013 havale tarihli bilirkişi raporu alınmış, son bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili temyiz dilekçesi ile; yerel mahkemece bozma üzerine aldırılan ilk bilirkişi raporunun hukuken kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın yetersiz sayıldığını, karşılıklı varsayımlarla hareket eden , hiçbir teknik ve somut veriye dayanmayan ikinci bilirkişi raporunun karar için yeterli sayıldığını, kararın bozulmasını istemiştir. Dava, su tüketim bedeli miktarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. HUMK. nun 275. ve devamı maddelerinde "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede, mahkemenin, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286. maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hâkimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre, verilen raporlar çelişkili ise, mahkeme HUMK. nun 283. maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284. maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alınabilir. Bu durumda, mahkemece iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde konusunda uzman bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak, sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.