3628 Sayılı Kanuna Aykırılık - Görevi Kötüye Kullanma - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/742 Esas 2018/4186 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 3628 Sayılı Kanuna Aykırılık, Görevi Kötüye Kullanma
HÜKÜM : Beraat

Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Şikayetçi Sağlık Bakanlığı vekilinin sanık hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a) Sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçu açısından bozma öncesi verilen 09/11/2009 tarihli beraat hükmünün şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesini müteakip, dairemizin 25/10/2016 tarih, 2015/5443 Esas ve 2016/21823 Karar sayılı bozma ilamında, " açılan kamu davasından Sağlık Bakanlığı"nın haberdar olduğu halde usulen müracaatla katılan sıfatı almadığından temyiz isteminin reddine" dair karar verilmiş olmasına ve bu suça yönelik hükmün temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş olmasına rağmen, bozma ilamını müteakip mahkemece Sağlık Bakanlığı vekilinin katılan vekili sıfatı ile davaya kabul edilmesi ve bu suç yönünden yeniden hüküm kurulması şikayetçi vekiline hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden, anılan suç yönünden kurulan hükme yönelik temyiz isteminin REDDİNE,
b) Sanık hakkında 3628 sayılı Kanuna aykırılıktan verilen beraat hükmü yönünden ise, suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen Sağlık Bakanlığı"nın davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, şikayetçi vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1.maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi uyarınca, REDDİNE,
2-Katılan ... vekilinin sanık hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelemesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçların gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 67.maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 18/03/2008 tarihinden sonra zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmaması, 18/03/2008 tarihinden karar tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmünlerin tebliğnameye aykırı olarak 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle, 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.