3. Hukuk Dairesi 2020/6059 E. , 2021/7438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının dava dışı ... A.Ş. ile imzaladığı sözleşme uyarınca kendisine tahsis ve teslim edilen apart suite ait 2006-2011 dönemine ait kullanım bedelini ödemediğini, bu nedenle davalıya Silivri ... Noterliğinin 25/11/2011 tarihli ihtarnamesinin 26/11/2011 tarihinde tebliğ edilip 3 günlük süre verildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı şirkete ödenen apart suit satış bedeli dışında, tüketiciyi ekstra yükümlülük altına sokan kullanım bedeline yönelik sözleşme hükümlerinin haksız şart niteliğinde olup geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Tüketici Mahkemesince Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 05/12/2013 tarihli ve 2013/29890 E. 2013/30422 K. Sayılı kararıyla; "taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığından davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur.
Tüketici mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile takip dosyasındaki 116,12 TL ihtarname masrafı, 9.470 USD kullanım bedeli, 49,23 USD işlemiş faiz, 1,15 TL işlemiş faiz olmak üzere takip tarihindeki kur olan 1,89 TL dikkate alınarak toplam 18.108,61TL üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, takip tarihinden tahsil tarihine kadar asıl alacağa yıllık %9 oranında değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine; asıl alacak olan 17.898,30 TL ile ihtarname masrafı olan 116,12 TL"nin toplamı 18.014,42TL (9470USD+116,12TL) üzerinden hesap edilecek %20 oranında icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre; tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-TBK"nın 99/3 (BK"nın 83/3) maddesi gereğince; "Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." hükmü getirilmiştir.
HGK"nın 10/04/2013 tarihli 2012/12-1072 E. 2013/496 K.sayılı kararında; "Alacaklının, Borçlar Kanunu"nun 83 ve TTK"nın 623. maddesi uyarınca seçimlik hakkını, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılması yönünde kullanması halinde, dava konusu alacak tahsil tarihine kadar yabancı para alacağı olarak değerlendirileceğinden, alacaklı, bu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebilir" denilmiştir.
Somut olayda; davacının, 2006-2011 dönemine ait apart suit kullanım bedelini USD cinsinden icra takibine konu ettiği, sadece harca esas değerin belirlenmesi için icra dosyasına takip tarihindeki kuru belirttiği, buna göre davacının döviz cinsinden olan alacağının fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ödenmesini istediği gözetilerek davacının gerekçesiyle yukarıdaki madde hükümleri uyarınca hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile döviz cinsinden alacağın takip tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesi suretiyle bulunan miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı, davacının icra takibine konu ettiği ihtarname masrafının da yargılama giderlerinin hesabında dikkate alınması gerekirken, asıl alacağa dahil edilmesi suretiyle karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın HUMK"nın 428. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.