Esas No: 2017/16031
Karar No: 2022/5287
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/16031 Esas 2022/5287 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/16031 E. , 2022/5287 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat
Sanıklar hakkında ''2010 takvim yılında sahte belge düzenleme'' suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, TCK'nin 67/2-d maddesi gereğince iştirak halinde birlikte suç işledikleri iddia olunan ve hakkında beraat hükmü kurulan sanık ... hakkındaki dava zamanaşımını kestiği ve bu nedenle sanığın sorgusunun yapıldığı tarihten itibaren olağan dava zamanaşımı süresinin dolmadığı belirlenerek yapılan incelemede;
...... Gıd. Paz. Taah. Ltd. Şti.nin ortak ve/veya müdürü olan sanıklar ... ile ...'in şirketteki tüm hisselerini ve müdürlük yetkisini diğer sanıklar ... ile ...'ya 14.07.2010 tarihinde devrettiği, söz konusu şirketin 2010 takvim yılında haziran dönemine kadar beyannamelerinde "0" matrah beyan edilmiş iken 2010/Haziran döneminde 4.239.100 TL, 2010/Temmuz döneminde 2.479.172 TL ve 2010/Ağustos döneminde 5.533.610,66 TL matrah beyan edildiği; sanık ...'in savunmasında kardeşi olan diğer sanık ...'in sadece yeterli sayıyı tutturmak için kendisini şirkete ortak yaptığını, şirketin bütün işleriyle ...'in ilgilendiğini, daha sonra kardeşi ile birlikte şirketteki hisselerini devrettiklerini, beyannamelerden haberdar olmadığını belirtmesi; sanık ...'in, 2005-2010 yıllarında şirket ortağı olduğunu, muhasebecisinin .... olduğunu, 2010/Haziran, Temmuz ve Ağustos ayı beyannamelerini veren muhasebeci ...'yı tanımadığını, faturalarını basan matbaacının.....Ltd. Şti. olduğunu, vergi raporunda ismi..... olarak belirtilen ve faturaların basımını gerçekleştiren matbaacıyı tanımadığını, şirketteki tüm hisselerini ve şirketi 01.07.2010 tarihinde devrettiklerini, 2010/6. ay beyannamesinin 24.07.2010 ve 2010/4-6 geçici vergi beyannamelerinin 15.08.2010 tarihinde verildiğini, sahte faturaların düzenlendiği tarihte şirket ortağı ve müdürü olmadığını savunması; hakkında beraat hükmü kurulan sanık ...'nın muhasebeci olduğu ve 2010/Haziran, temmuz ve ağustos ayı beyannamelerini verdiğinin tespit edildiği, sanık ...'nın savcı huzurunda verdiği ifadesinde ismi geçen sanıklardan sadece ...'i tanıdığını, onunla bir kez yüz yüze görüştüğünü, 2 ay beyanname verdikten sonra işlemlerin parasal değerinin fazlalığının dikkatini çektiğini, adı geçen şirketin bu kapasitede iş yapabileceğini düşünmediğinden işlemlerin hayali olabileceğine dair şüphelerinin oluştuğunu, bu nedenle şirketin muhasebeciliğini bıraktığını, sorumluluğun faturaları kendisine ibraz eden şirket yetkilisi ...'e ait olduğunu beyan etmesi; sanık ...'nın, Şanlıurfa'da muhasebecilik yapan .... isimli kişinin İskenderun'da bir şirket olduğunu, devralması karşılığında 2-3 milyar TL vereceğini söyleyerek kendisini ve ...'i kandırıp İskenderun'da bir notere götürdüklerini, orada şirketi üzerine geçirdiklerini, birçok belgeye imza attığını, daha sonra kendisine bir zarar geleceğini düşünerek işlemleri iptal etmek istediğini, .....'ın iptal edeceğini söylediğini, ayrıca onun söz verdiği parayı da vermediğini, bu olaylar ortaya çıkınca ne olduğunu anladığını savunması; sanık ...'in ise Şanlıurfa'da oto park işi yapan..... isimli kişi aracılığı ile tanıştığı ...'nın iş için kendisini İskenderun'da karşıladığını, birlikte notere gittiklerini, kimlik belgesi, diploma, ikametgâh adresi ile 1.000 TL parayı işe girebilmek için....'ye verdiğini, noterde imza attıktan sonra Urfa'ya geri döndüğünü, iş için arayacaklarını söylemelerine rağmen kendisini arayan olmadığını, söz konusu şirketle hiç bir ilgisinin olmadığını, diğer sanıklardan yalnızca ...'yı tanıdığını, sanık ...'nın kendisiyle irtibat halinde olduğu, faturaları şirket müdürü sıfatıyla kendisinin verdiğine ilişkin beyanlarını kabul etmediğini, bu kişinin neden bu şekilde beyanda bulunduğunu bilmediğini çünkü ...'yı tanımadığını savunması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından;
1) Atılı suça konu faturaların kullanan mükelleflerden ya da bağlı bulundukları vergi dairelerinden temin edilerek, sanıklara gösterilip yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde temin edilecek yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki yazı ve imzaların kime ait olduğu hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanıkları tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
3) Sanık ...'in savunması dikkate alınarak 2010/Haziran dönemine ilişkin beyannamelerin hangi tarihte verildiğinin ilgili vergi dairesinden sorulması; 2010/6. ve 7. aylara ait 188709 seriden başlayan faturaların basımını gerçekleştiren Adnan Koç isimli matbaacının tanık olarak dinlenmesi, söz konusu faturaların kim tarafından bastırılıp kim tarafından teslim alındığının tespit edilmesi,
4) Sanıklar ... ile ...'in yüzleştirilmesi, sanık ...'dan beyannamelere konu faturaları kendisine getirenin huzurdaki sanık ... olup olmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde beraat ve mahkûmiyet hükümleri kurulması yasaya aykırı,
5) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanıklar ..., ... ve ... ile sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.