Bozma üzerine Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Mağdurun hükümden sonra verdiği 21.04.2015 havale tarihli dilekçesinde, sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiğini belirtmesi ve sanığın da şikayetten vazgeçmeyi kabul ettiğinin anlaşılması karşısında, TCK"nın 73/4, CMK"nın 223/8. madde ve fıkraları uyarınca, hakaret suçundan açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesinin gerekmesi, 2-Her iki suç yönünden, sanığın lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep etmesi karşısında, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında, yüklenen suç için öngörülen seçimlik cezalardan zorunlu olarak tercih edilen hapis cezası TCK"nın 50/2 ve 58/3. maddeleri gereğince, adli para cezasına çevrilemese de, TCK"nın 50/1. maddesinde düzenlenen diğer seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılmaması, 3-Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 günü, Resmi Gazete"de yayınlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş, sanık ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.