18. Ceza Dairesi 2015/43832 E. , 2017/14584 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-) Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşıldığından sanık ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-) Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini, dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. TCK’nın 265. maddesinde düzenlenen ve seçimlik hareketli bir suç olan görevi yaptırmamak için direnme suçunda, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit niteliğindeki davranışların yanı sıra engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması gerekir. Bu açıklamalar ışığında, olay tarihinde temyize gelmeyen sanık ...’ın sevk ve idaresindeki minibüsün bir evin duvarına çarpması olayının ihbarı üzerine olay yerine intikal eden polis memuru katılanların aracı tespit ettikleri, aracın yanında sanık ...’ın bulunduğu, sanık ...’ın da kısa süre içerisinde olay mahalline geldiği, kazanın şikayet konusu olması nedeniyle her iki sanığın ifadeleri alınmak üzere karakola davet edildiği, sanıklardan aracın arka kısmına binmelerinin istendiği, sanık ...’ın binmek istememesi üzerine sanık ...’ın “biz terörist miyiz bize böyle davranamazsınız gerekirse makam aracı getireceksiziniz” diyerek bağırdığı, her iki sanığın fiziksel bir temas olmaksızın ikna edilerek ekip aracına alındığı, sanık ...’ın araçla seyir halinde iken telefon görüşmesi yaparak telefondaki kişiye “müdürüm polisler bize artistlik yapıyorbize terörist muamelesi yapıyor bunlara haddini bildir kiminle uğraştıklarını bilsinler herkes haddini bilsin” şeklinde sözler söylediği, sanıkların karakola götürülürken aracın kasise girmesi üzerine bağırdıkları ancak ne söylediklerinin tespit edilemediği, sanıkların adli raporları aldırılmak üzere hastaneye sevkleri sırasında sanık ...’ın kasisi fotoğraflamak istediği, görevli polislerce rapor işleminin halledilmesi gerektiği söylendiğinde sanık ...’ın “götünüz yemedi mi” dediği ve katılan ...’u kastederek gıyabında “o polisin götünü keserim” şeklinde sözler söylediği somut olayda, sanık ...’ın, katılanların görevlerini yapmalarını engelleyebilecek bir durumda bulunmadığı anlaşılmasına karşın, sanık tarafından katılanların hangi görevlerinin yapılmasına engel olmak için tehdit kullandığı denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterilmeden ve eylemlerin TCK’nın 106/1. maddesinde yer alan tehdit suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kabule göre de; sanığın, ekip aracı içindeki katılan polis memurlarına ‘‘bunlara haddini bildir kiminle uğraştıklarını bilsinler herkes haddini bilsin’’ diyerek görevini yapmasını engellemek için tehdit ettiğinin kabul edildiği somut olayda, sanığın, katılanların görev yerini değiştirme konusunda herhangi bir yetki ve gücü bulunmayıp, tartışmanın bütünü ve söylendiği bağlam içinde değerlendirildiğinde tehdit niteliğinde olmadığı ve suç oluşturmadığı, bu nedenle de sanığın, katılan ...’u hedef alarak gıyabında “onun götünü keserim” şeklindeki sözleri dışında diğer katılana yönelik cebir veya tehdit niteliğinde bir eylemi bulunmaması nedeniyle görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde TCK’nın 43/2. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden, sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11.12.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.