Esas No: 2021/42583
Karar No: 2022/5258
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/42583 Esas 2022/5258 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2021/42583 E. , 2022/5258 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1)Sanık ... hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendiren Mahkemenin takdir ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan Erzincan 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09.2013 kesinleşme tarihli, 2013/319 Esas ile 2013/421 Karar sayılı ilamındaki mahkûmiyetin, TCK'nin 165/1. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 24.10.2019 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinde yapılan değişiklikle bu suçun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; tekerrüre esas alınan bu ilam sebebi ile uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılmak ve ayrıca tekerrüre esas alınacak başka ilam olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle, tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2)a-Sanıklar ... ve ... hakkında “dolandırıcılık” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyizinin incelenmesinde;
24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının düzenlendiği, ancak somut olayda sanıklar hakkında mahkumiyet hükümleri kurulan özel belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, sanık ...’a isnat edilen dolandırıcılık suçunun mağdurlar ..., .... (...) ..... ve ...’a karşı, sanık ...’a isnat edilen dolandırıcılık suçunun ise mağdur ... (....) .....’a karşı işlendiği, dolayısıyla sanıklara isnat edilen özel belgede sahtecilik suçları ile dolandırıcılık suçlarının mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla; sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümlerden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri zorunluluğu,
b-Sanık ... hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK'nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “özel belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla kez işlenmesi ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün olduğu; TCK’nin 43. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesine göre, mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmünün uygulanacağı anlaşıldığından; kısa zaman aralıklarıyla ihtiyaç istem fişinin sahtecilik yapmak suretiyle ihtiyaçları için müşterilerin ceza infaz kurumu emanet para hesaplarından ödeme yapılmasına sağlayan sanık hakkında tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurularak TCK'nin 43. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümleri gereğince cezanın artırılması gerektiği gözetilmeksizin, mağdur sayısınca suç oluştuğu kabul edilip özel belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı üç kez mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, dolandırıcılık suçları bakımından diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 29.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.