
Esas No: 2022/3844
Karar No: 2022/4164
Karar Tarihi: 04.04.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/3844 Esas 2022/4164 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/3844 E. , 2022/4164 K."İçtihat Metni"
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkında Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu 05/12/2017 – 2017/140 esas ve 2017/419 karar sayı ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Re'sen de temyize tabi olan hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesince 04/10/2018 tarihinde 2018/3509 esas ve 2018/3999 karar sayı ile sanık hakkında verilen hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 08/03/2022 itiraz yazısında; "Uyuşmazlık sanık ... müdafiinin yokluğunda karar verilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 188/1. maddesi uyarınca sanığın savunma hakkının ihlal edilip edilmediğine ilişkindir.
Karar tarihinde yürürlükte olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 188/1. maddesinde düzenlenen "Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır." hükmü uyarınca, sanığın üzerine atılı suç tarihinde yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu'nun 188/3. maddesinde düzenlenen "Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçuna öngörülen cezanın alt sınırı dikkate alınarak müdafiin katılımının zorunlu olduğu ve sanık müdafiinin yokluğunda karar verilmek suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından hükmün bozulması yerine yazılı şekilde onanmasına karar verilmesi hukuka aykırılık oluşturmaktadır." denilerek, Dairemizce, sanık ... hakkındaki onama kararının kaldırılması, yerel mahkeme hükmünün belirtilen nedenle bozulması istenmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kurulu'na itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir;
görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308'inci maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizce itiraza konu karar, itiraz nedenleri çerçevesinde tartışılıp incelendiğinde, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK'nın 188/1. maddesinde, "Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hâllerde müdafiin hazır bulunması şarttır. Müdafiin mazeretsiz olarak duruşmayı terk etmesi halinde devam edilebilir." düzenlemesine yer verilmiş olup, hüküm tarihinden sonra 24/12/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 696 sayılı KHK'nın 96. maddesi ile yapılan değişiklikle, "müdafiin mazeretsiz olarak duruşmaya gelmemesi halinde de duruşmaya devam edilebileceğine" ilişkin ekleme yapılmıştır.
Ceza muhakemesi düzenlemelerinin "derhal uygulanırlık" ilkesine tabi olduğu da gözetildiğinde, somut olayda yürürlükte bulunan düzenleme çerçevesinde, isnad edilen suça ilişkin cezanın alt sınırının 5 yılın üzerinde olması ve CMK'nın 150/3. maddesi uyarınca sanığın müdafii ile temsilinin zorunlu olduğu dikkate alındığında, sanık ...'ı kovuşturma aşamasında temsil eden genel vekaletname ile tayin ettiği Av. ... ve yetki belgesi ile duruşmaya katılan Av. ... 'un hükmün verildiği 05/12/2017 tarihli celsede hazır bulunmadıkları gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek savunma hakkını kısıtlar nitelikte hüküm kurulduğu anlaşılmış olup, bu haliyle Yargıtay Cumhuriyet savcısının 08/03/2022 tarihli sanık ... yönünden "onama kararının itirazen kaldırılması" talebi yerinde görülerek "itirazın kabulüne" karar vermek gerekmiştir.
E) KARAR : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne,
2- Yargıtay (Kapatılan) 20. Ceza Dairesi'nin 04/10/2018 gün ve 2018/3509 esas ve 2018/3999 karar sayılı "onama" kararının sanık ... yönünden KALDIRILMASINA,
3- Sanık ...’in üzerine atılı “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu için suç tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 188/3. maddesi uyarınca öngörülen hapis cezasının alt sınırı 5 yılın üzerinde olup, sanığın CMK’nın 150/3. maddesi uyarınca müdafii ile temsil zorunluluğu bulunduğu ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan CMK’nın 188/1. maddesinde “hükmün kurulduğu celsede, kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafiin hazır bulunması” emredici düzenlemesine yer verildiği gözetilmeden, hükmün kurulduğu celseye, sanık müdafiinin katılımı sağlanmadan CMK'nın 150/3 ve 188/1. maddelerine aykırı biçimde hüküm kurularak sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen re'sen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA, 04/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.