8. Hukuk Dairesi 2014/3459 E. , 2014/11916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İpsala Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/02/2013
NUMARASI : 2012/5-2013/60
Y.. A.. ve müşterekleri ile M.. A.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair İpsala Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 22.02.2013 gün ve 5/60 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.06.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Av. S.. E.. geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, miras bırakan E..’ın 1964 yılında öldüğünü, tüm mirasçıları katılımı ile usulüne uygun düzenlenen 29.04.1993 tarihli taksim sözleşmesi birinci maddesinde geçen Gökçe Bağı mevkisindeki 30 dönümlük yerin vekil edenlerine kaldığını, sözleşmede mevkisi yazılı taşınmazın 114 ada parsel olduğunu yine taksim sözleşmesinin birinci maddesindeki İriyarı mevkisindeki taşınmazın ise 394 ada parsel olduğunu, paylaşım tarihi itibarı ile taşınmazın elbirliği mülkiyeti şeklinde olduğunu, taksim sözleşmesinin geçerli bulunduğunu açıklayarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptaliyle taraflar arasında yapılan sözleşmenin miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğu, uzun yıllardır taksim sözleşmesi uyarınca tasarruf edildiğini açıklayarak tapu kayıtlarının iptaliyle yakın miras bırakan H.. A.. mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar M.. ve E.. A.. duruşmada, davanın yersiz açıldığını, miras taksim sözleşmesinden haberdar olmadıklarını, taksim sözleşmesinin fiilen uygulanmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Diğer davalılar tebligata rağmen katılmamışlardır.
Mahkemece, dayanılan taksim sözleşmesinin fiilen uygulanmadığını, taksimin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu 114 ada parsel, 04.11.1986 tarihinde kadastro yoluyla E.. A.. adına tespit edilmiş, 28.11.1986 tarihinde intikal yoluyla mirasçıları adına tescil edilmiş, 394 ada parsel ise 29.12.1988 tarihinde kadastro yoluyla elbirliği mülkiyeti şeklinde E.. mirasçıları adına tescil edilmiştir.
Dava; 29.04.1993 tarihli miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Ortak muris E.. A.. 20.11.1964 tarihinde ölmüş olup, sözleşmenin yapıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Dayanak miras taksim sözleşmesi, TMK"nun 676. maddesi uyarınca tüm mirasçıların katılımı ile usulüne uygun olarak düzenlenmiştir. Dava konusu parsellerin de taksim sözleşmesinde gösterilen taşınmazlar olduğu keşif ve teknik bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Dava konusu taşınmazlardan 114 ada parsel taksim sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonra 28.11.1996 tarihinde intikal yoluyla elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre mirasçılar adına tescil edilmiştir. Davacılar vekili taksim sözleşmesine dayanmış, yargılama oturumlarına katılan mirasçılar ise taksim sözleşmesinden haberdar olmadıklarını bildirmekle birlikte taksim sözleşmesi altındaki imzanın kendilerine ya da yakın miras bırakanlarına ait olmadığını ileri sürmemişlerdir. O halde taraflar arasındaki uyuşmazlık, elbirliği mülkiyeti şeklinde olan taksim sözleşmesinden dönülüp dönülmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların devrine resmi akit tabloları ile ilk tesis tarihinden itibaren tapu kayıtları ve kadastro tutanakları istenilerek ve taksim sözleşmesinden dönülüp dönülmediği, aynı sözleşmede yazılı diğer taşınmazlar hakkında taksim sözleşmesi uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının araştırılması ondan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken açıklanan hususlar açıklığa ulaştırılmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle hükmün HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL. Avukatlık Ücreti"nin davalılardan alınarak Yargıtay duruşmasında Avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, HUMK.nun 388/4.(HMK m.297/ç) ve 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire İlamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 10.06.2014 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Miras bırakanın 1993 yılında sağ olan tüm mirasçılarının katılımı ve imzasıyla adi yazılı olarak miras taksim sözleşmesi düzenlediği anlaşılmaktadır. Yapılan keşif uygulamasında, paylaşım sözleşmesinde mevki adıyla belirtilen 2 parça taşınmazın 114 ada parsel ve 394 ada parsel olarak davaya konu edilen taşınmazlar olduğu tespit edilmiştir.
Davalıların adi yazılı miras paylaşım sözleşmesinde kendileri ve sonradan ölen mirasçılarının imzasının aidiyeti konusunda mahkemece bir araştırma yapılmamıştır. Adi yazılı senetlerin ispat gücü ve imzanın aidiyeti konusunda ne gibi işlem yapılacağı HUMK"nun 308-313. maddelerinde gösterilmiştir.Mahkemece, adi yazılı taksim sözleşmesinin şeklen geçerli olduğu tespit edildiği takdirde değerli çoğunluğun kararında belirtilen eksik araştırma konusunun incelenmesine sıra gelecektir.Açıklanan nedenle bozmaya katılmakla birlikte bozma gerekçesinin genişletilmesi ve açıkladığım yönde olması gerektiğini düşünüyorum. 10.06.2014