Esas No: 2007/76
Karar No: 2007/361
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2007/76 Esas 2007/361 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2007/76 E. , 2007/361 K.- ÖNGÖRÜLEN KOŞULLARI TAŞIMAYAN BAŞVURU
- YABANCILARIN ÇALIŞMA İZİNLERİ HAKKINDA KANUN (4817) Madde 21
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacılar : 1-T.M.O. 2-A.O.F. Havai Fişek Organizasyon Tur. ve Tic.Ltd.Şti. Vekili : Av. M.T.K. Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı( Antalya Bölge Müdürlüğü) O L A Y : Müfettiş raporu ile, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna muhalefet ettiği (işyerinde çalışma izni olmadan yabancı işçi çalıştırdığı/çalıştığı) nedeniyle, aynı Yasa’nın 21. maddesi uyarınca, 18.5.2006 tarih ve 10077 sayılı işlem ile 18.5.2006 tarih ve 10080 sayılı işlemle idari para cezaları verilmiş; davacıların vekili, söz konusu para cezalarına karşı, adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. ANTALYA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 13.10.2006 gün ve 2006 / 124 Müt. sayı ile, verilen idari para cezalarına karşı görevli yargı yerinin, idare mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vermiş, davacı bu karara itiraz etmiştir. ANTALYA 2. AĞIR CEZA MAHKEMESİ; 20.10.2006 gün ve MÜT.E:2006/978, MÜT.K:2006/978 sayı ile, Antalya 2.Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 4817 Sayılı Kanun gereğince idare tarafından verilen idari para cezalarına karşın görevli yargı yerinin, idare mahkemeleri olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş olduğu; itiraz eden vekili tarafından, Kabahatler Kanununun 3. ve 27. maddesine dayalı olarak yapılan itirazları inceleme görevinin, Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu düşüncesi ile görevsizlik kararına karşı itiraz edildiği; dosyanın incelenmesinden, itiraza konu edilen idari para cezasının verilişine dayanak teşkil eden 4817 sayılı kanunda, Sulh Ceza Mahkemelerinin açıkça görevli olduğuna ilişkin özel hüküm bulunmadığı göz önüne alındığında ve Kabahatler Kanununun 3. maddesi genel madde özelliği taşımadığından ve sadece Kabahatler Kanunu içerisinde özel madde özelliği taşıdığından ve bu hususta Kabahatler Kanununun 3.maddesi yönünden, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararı bulunduğundan ve görev kamu düzenine ilişkin olup, bu süreçte kamu düzeninin korunması amacı ile idare mahkemelerinin görevli olacağı sonucu çıkarılacağından, söz konusu itirazı inceleme yetkisi ve görevinin Antalya Sulh Ceza Mahkemesine ait olmayıp, Antalya İdare mahkemesine ait olacağından gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, Antalya 2.Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun olduğundan VAKİ İTİRAZIN REDDİNE, karar vermiştir. Davacı vekili, tekrar Antalya 2.Sulh Ceza Mahkemesine başvuru yapmıştır. ANTALYA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 6.11.2006 gün ve E:2006/124 müt., K:2006/124 müt. sayılı EK KARAR ile, aynen: “İtiraz eden vekili tarafından 3.11.2006 havale tarihli dilekçe ile mahkememiz tarafından verilen 13.10.2006 tarihli "görevsizlik nedeniyle itiraz edenin başvurusunun reddine" dair müteferrik kararın Kabahatler Kanunun 28/8 maddesi uyarınca verilmiş bir son karar mevcut olmadığından 29. madde uyarınca itiraz yoluna gidilemediğini, kararın denetim görevinin Yargıtay"a ait olduğunu bu nedenle de kararın temyiz edildiği Yargıtayca bu görüşün kabul edilmemesi halinde itiraz merciine tevdiinin talep edildiği, ancak bu talebin mahkememizce kabul edilmeyerek dosyanın Yargıtay"a sevk edilmediği, doğrudan itirazı incelemeye görevli merciiye tevdii edildiğini bu uygulamanın hatalı olduğunu, temyizen inceleme taleplerinin karşılanması için dosyanın Yargıtay Başkanlığına tevdiini talep ettiğine dair dilekçe vermiş olup; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İtiraz eden vekilinin 12.6.2006 tarihli itiraz dilekçesi üzerine mahkememizce 13.10.2006 tarihli müteferrik karar ile 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 28/b maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle idari yaptırım kararının Sulh Ceza Mahkemesinde incelenebilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından görevsizlik nedeniyle itiraz edenin başvurusunun reddine dair karar verildiği bu kararımıza karşı itiraz eden vekilinin 20.10.2006 tarihli dilekçesi ile Kabahatler Kanunun 28/8 maddesi uyarınca verilmiş bir son karar mevcut olmadığından 29. madde uyarınca itiraz yoluna gidilemeyeceği düşüncesiyle Yerel Mahkemenin kararı temyiz edilmiş olup bu düşüncelerinin hatalı bulunması halinde dosyanın kararı itiraza incelemeye yetkili ve görevli T.C Antalya Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına tevdiini talep ettikleri mahkememiz tarafından talep incelenerek 5326 Sayılı Yasanın 29. maddesi uyarınca karara karşı itiraz yolunun açık olması nedeniyle 20.10.2006 tarihinde Antalya Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği, Antalya 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2006/978 D.İş sayılı kararı ile mahkememiz kararının incelenmesi sonucunda mahkememiz tarafından verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğundan itiraz eden vekili tarafından yapılan itirazın reddine karar verildiği anlaşılmış olup, itiraz eden vekili tarafından 3.11.2006 tarihinde yapılan talebin REDDİNE ilişkin aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: 5326 Sayılı Yasanın 29.maddesi gereğince mahkememizce verilen karara karşı 7 gün içerisinde yargı çevresi içinde yer aldığımız Antalya Ağır Ceza Mahkemesine itiraz etme hakkı bulunduğundan ve itiraz eden vekilinin bu hakkını kullandığı tespit edildiğinden ve Antalya Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesin karar niteliğinde bulunması nedeniyle itiraz eden vekili tarafından yapılan TALEBİN REDDİNE,” karar vermiştir. Başkanlığın 28.5.2007 gün ve 2007/76 sayılı yazısıyla, Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, Antalya 2.Sulh Ceza Mahkemesi’nin; 13.10.2006 gün ve 2006 / 124 Müt. sayılı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin en kısa süre içinde Mahkememize gönderilmesi talep edilmiş ancak adı geçen Mahkemece; 5.6.2007 tarih ve E:2006/124, K:2006/124 Müt. sayılı yazı ile; dosyanın 28.12.2006 tarihinde Yargıtay’a gönderilmiş olduğu, henüz dönmediği ve talebin yerine getirilemediği bildirilmiştir. Davacılar vekili, bu kez söz konusu para cezalarının iptali istemiyle idare mahkemesinde dava açmıştır. ANTALYA 1. İDARE MAHKEMESİ; 23.11.2006 gün ve E:2006 / 2874, K:2006 / 2473 sayı ile, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 21. maddesinin altıncı Paragrafında; ....İdari para cezalarının tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde vergi daireleri veya mal müdürlüklerine ödeneceği, ilgililerin cezaya bu süre içinde yetkili sulh ceza mahkemesi nezdinde itiraz edebileceklerinin kurala bağlandığı; diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15. Maddesinin 1/a bendinde, 14. Maddenin 3/a bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceğinin kurala bağlandığı; bakılan davada, uyuşmazlığın 4817 Sayılı Yasa kapsamında para cezasına ilişkin işlemden kaynaklanmış olduğunun görüldüğü; bu durumda uyuşmazlığın görümü ve çözümünün, anılan yasa gereği Mahkemelerine ait olmayıp sulh ceza mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle, görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmediğinden kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Ramazan TUNÇ, O.Cem ERBÜK, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 26.12.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir. İdare Mahkemesi dosyasından, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca, 28.5.2007 gün ve E:2007/76 sayılı yazı ile, Antalya 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nden, 13.10.2006 gün ve 2006 / 124 Müt. sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenilmesi üzerine, adı geçen Mahkemece gönderilen 5.6.2007 gün ve E:2006/124, K:2006/124 Müt. sayılı yazıda, dosyanın 28.12.2007 tarihinde Yargıtay’a gönderilmiş olduğu, henüz dönmediği ve talebin yerine getirilemediği bildirilmiştir. Bu durumda, görev uyuşmazlığına konu edilen Antalya 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararı kesinleşmediğinden, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 26.12.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.