11. Hukuk Dairesi 2012/13257 E. , 2014/1121 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2009/54-2012/76
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.04.2012 tarih ve 2009/54-2012/76 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, A. ve A. A. kardeşler ihracat yapabilmek ve diğer ticari ihtiyaçlarını karşılayabilmek maksadıyla 27/07/1998 tarihinde davalı T. Motor Ltd. Şti"yi kurduklarını, ancak ticari hayatta herhangi bir karışıklığa mahal vermemek ve tüzel kişilikleri farklı iki şirket arasında haksız rekabet yaratmamak adına davalının unvanını T. İnş. Tur. Ltd. Şti. olarak değiştirildiğini, A. ve A. A. kardeşlerin 2006 yılında ortaklıklarına son verdiklerini ve aralarında yaptıkları 07/04/2006 tarihli ve 02/06/2006 tarihli özel anlaşma başlıklı 2 adet sözleşme ile davalı ve davacı şirketleri aralarında paylaştıklarını, ancak söz konusu sözleşme şartlarına davalı şirket ve davalı şirketin hakim hissedarı Abdullah Amincioğlu tarafından uyulmadığı gibi, davalı şirket T. Tekstil olan unvanını da 13/07/2006 tarihinde değiştirerek, T. Motor yaptığını, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının, neredeyse müvekkili ile aynı ibareyi müvekkilinin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, davalının bu kullanımının müvekkilinin ticari faaliyeti, emtiası, işletme adı gibi durumları ile iltibas yarattığını ve bu durumun müvekkili marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, markaya tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, men"ini, müvekkiline ait markanın kullanıldığı davalı tabelalarının sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın, ticari faizi ile davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafları aynı olan marka hükümsüzlüğü talepli 2007/241 esas sayılı dosyanın davalısı tarafından davacı hakkında 2004 40264 sayılı Armode+Şekil ibareli markanın hükümsüzlüğü talepli açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, 06/05/2011 tarihinde davanın red edildiği ve kararın kesinleştiği, Ticaret Sicil Memurluğu kayıtlarından davalı şirketin 27/07/1998 tarihinde sicile tescil edildiği, 2007/241 Esas sayılı dosyasındaki iddialardan da görüleceği üzere, öncesinde aynı şirkette olan taraf şirket ortaklarının özellikle davacı tarafın davalının ticari siciline tescilinden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi, ticaret sicil gazetesinde yayınlanması sebebiyle de bu tarihten itibaren uzun süre sessiz kalarak 8 yıl sonra açmış olduğu unvan terkini talepli davanın dinelemeyeceği, davacının dava açma süresini yitirdiği unvan terkini talebinin süre aşımı nazara alınarak reddinin gerektiği, ayrıca davalının ticaret sicilinde tescilli unvanının yardımcı unsuru niteliğindeki ""T."" ibaresini kullandığı, bu kullanımın markasal olduğu yolunda davacının somut delil sunmadığı, sunulan fatura ve benzeri belgelerdeki davalı kullanımının tamamen ticaret unvanı doğrultusunda olduğu, kaldı ki markasal kullanım söz konusu olsa dahi kesinleşen mahkeme kararında belirtildiği üzere tarafların kullandıkları emtia sınıfları farklı olduğundan, bu anlamda dahi marka tecavüzünün oluşmayacak ve yine markasal kullanım ve tecavüz niteliğinde bir fiil bulunmaması sebebiyle de TTK"nın 57/5. maddesinde belirtilen haksız rekabet fiilinin de oluşmayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile men ve refli, oluşan maddi durumun giderilmesi, davalının ünvanının değiştirilmesi, maddi tazminat ve ilan taleplidir. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Unvan terkini davası bakımından, başlangıçta davalı şirketin unvanı "T. İnşaat Turizm Ldt. Şti" şeklinde ve şirket inşaat alanında faaliyet göstermekte iken, daha sonra "inşaat" ibaresi unvandan çıkartılarak, "motor" ibaresinin eklendiği ve faaliyetlere bu alan ile ilgili eklemeler yapıldığı iddia edilerek terkin talep edilmiş, mahkemece bu taleple ilgili olarak tarafların unvanlarının baştan beri Tümopar ve T. olarak tescil edilip bu şekli ile kullanıldığı, ticaret sicilinde ilan edildiği ve davalının bunu öğrendiği gerekçe kılınarak istemin reddine karar verilmiştir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi başlangıçta davacı tarafın unvanı "T. Motor Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti." ve faaliyet alanı motor ile ilgili olup, davalının ise faaliyet alanı inşaatla ilgili olup sonradan anasözleşmede yapılan değişiklik ile davalının unvanından inşaat çıkartılarak "motor"un eklendiği ve faaliyet alanın da motorla ilgili olarak değiştirildiği anlaşılmakla, faaliyet alanı ve yeni ticaret unvanı birlikte değerlendirildiğinde, davalının ticaret unvanındaki "motor" ibaresinin terkinine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.