8. Hukuk Dairesi 2014/5678 E. , 2014/11902 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve ... ile ... aralarındaki dava hakkında Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 30.03.2012 tarih ve 31/175 sayılı hükmün Daire"nin 10.12.2013 gün ve 342/1... 760 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekili ile davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK"nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi gereğince 10... 6 sayılı HUMK"nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 22... ,00"er TL para cezasının karar düzeltme isteyenlerden alınarak Hazine"ye irad kaydına ve aşağıda dökümü yazılı 52,40 TL peşin harcın red harcına mahsubuna, 10.06.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu... ada... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmalarında, davalının hileli işlemleri sonucunda; davalı adına tespit ve tescil edildiğini, oysaki, ... ada ... nolu parselin önceki maliki ve tarafların murisi olan ... "in sağlığında 20.07.1995 tarihli haricen düzenlenen senetle ½ payını ve üzerindeki eski ahşap evi davacı ..."ye özgülediğini, bu yerin ½ payının 1/4"er paylarını ise davacı kızı ... ve davalı oğlu ... "ya verdiğini, yine ... ada ... nolu parselinde muris tarafından noter senediyle davacı ..."ye özgülediğini açıklayarak, davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle yukarıda açıklandığı üzere davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, ... ada... nolu parselle ilgili olarak; davacı ..."nin kendi payını haricen düzenlenen senetle kendisine bağışlandığını, bağıştan dönmek için koşulların gerçekleşmediğini, hile iddiası nedeniyle de bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, yine ... ada ... parseldeki yeni evin tamamını kendisinin inşa ettiğini açıklayarak davacıların davasının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ... ile davalı ... arasındaki uyuşmazlığın yasal dayanağının B.K"nun 244 ve devamı maddelerine dayalı bağıştan rucu davası olduğu, kadastrodan önce tapusuz olan ve tarafların kök murisine ait bulunan taşınmazlardan... ada ... nolu parselin davacı ... tarafından davalıya haricen düzenlenen senetle karşılıksız olarak hibe edildiği, ... "nin asıl amacının bakım koşullu olduğu, davalının kadastrodan sonra annesine bakmadığının tanık anlatımlarıyla sabit olduğundan ve evlilikle de ... ... . ada... nolu parselin davacı ..."ye noter senediyle devredildiği, davacı ... yönünden ise muristen kalan taşınmazların haricen (fiilen) taksime tabi tutulduğu, bu davalıya muristen intikal eden ... ada ... ve ... nolu parsellerde davalı ile öteki ... ada ... , ... , ... ... ada... parsellerde de paydaş bulunduğundan davacı ..."in mirastan mahrum edilmediği, yine ... ada ... parseldeki yeri binanın babasının sağlığında tüm aile bireylerinin katkılarıyla inşa ettirildiği gerekçeleriyle davacı ..."in davasının reddine, öteki davacı ..."nin davasının kısmen kabulüyle, ... ada ... nolu parselin ½ payının iptaliyle bu kişi adına tapuya tesciline, ... ada ... sayılı parseldeki bir katlı kargir ev ile iki katlı kargir evin ½"er payın davacı adına tapuya şerh verilmesine, ... ada ... nolu parselle ilgili davacı ..."nin davasının kabulüne davalı adına olan tapunun iptali ve davacı ... "e adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içerisinde bozma istekli olarak davalı asıl ve vekili tarafından aynı dilekçe ile temyiz edilmiştir. Yine, davacılar vekili de dilekçesinde açıkladığı nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması için kararı temyiz etmiştir.
Yargıtay ... . Hukuk Dairesi"nin 10.12.2013 gün ve 2013/342-1... 760 Esas ve Karar sayılı kararı ile tarafların temyiz itirazları ret edilerek ve yeni yapılan evin inşaatına alınan malzemeler için davalının ayrı bir dava açma hakkından söz edilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.
Bu kez davacılar vekili ile davalı asıl ve vekili ayrı ayrı karar düzeltme isteğinde bulunmuşlardır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu parsellere ilişkin kadastro tutanaklarının onaylı fotokopileri getirilmiştir.
Yapılan incelemede:
a-... ada ... nolu parsel, senetsizden, bir katlı kargir ev ve iki katlı kargir ev ve bahçesi niteliği ile 21.03.2006 tarihinde, edinme sebebinde yazılı açıklamalara göre: tam mülkiyet üzere, ... oğlu ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak 25.03.200... tarihinde kesinleşmiştir. Kadastro tutanağına ekli “hibe senedidir” başlıklı belgeye göre: kadın kızı ..."ın, eşim... oğlu ..."dan bana intikal eden arazilerimin tümünü oğlum ..."a hiç bir karşılık beklemeksizin verdim. Bu arazilerimle ilgi ve alakamı kestim. 23.02.2006. hibe eden: Şerif"e Duysak (mühür) hibe alan: ... (imza) ve dört adet tanık adı soyadı ile imzası bulunmaktadır.
b-Dava konusu ... ada ... nolu parsel ise: senetsizden, 113... .3... metrekare olarak, fındıklık niteliği ile 21.03.2006 tarihinde, edinme sebebinde yazılı nedenlerle, tam mülkiyet üzere ... oğlu ... adına tespit görmüş ve itirazsız olarak kesinleşmiştir. Her iki parselin çap kayıtları halen davalı uhdesindedir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar, iddia ve savunma kapsamına göre eldeki davanın hukuki nitelemesi yerel mahkeme belirlemesinin aksine davacı Şerif"e için 23.02.2006 tarihli haricen düzenlenen hibe senedinin kendisinden hile ile alındığına ilişkindir. Diğer davacının davası ise tespit öncesi irs ilişkisine dayalı miras payı oranında iptal ve tescile yöneliktir. Dava konusu parsellere ilişkin tutanaklarının kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi uyarınca davacı ... yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre geçmediğinden bu davacının iddiasının irs ilişkisi açısından tespit öncesi neden olarak incelenmesi zorunludur. Öteki davacı ... ise kadastro tespitine esas alınan hibe senedinin hileli olarak alındığını iddia ettiğine göre; bir yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği açısından hileyi ne zaman öğrendiğinin tespiti ya da dosyadaki tüm delillerden mahkemenin re"sen belirlemesi zorunludur. Buna karşılık, somut olayda: Hiç bir şekilde BK"nun 244 ve devamı maddelerine dayalı açılmış bağıştan rücu davası isteği yoktur. Yerel mahkeme hakiminin dava dilekçesinde olmayan ve kamu düzenini ilgilendirmeyen iş bu dava ve dilekçede dayanılan hukuki sebep nedeniyle duruşmada ve keşifte ölünceye kadar bakım akdi koşullarını re"sen araştırma gereği ve yetkisi de bulunmamaktadır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan HUMK"nun 74 ve 76. maddelerine göre olayları bildirmek taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Ancak, hakimde mevcut iddianın dışında bir niteleme ve araştırma yapmaz ve delil toplayamaz.
Somut olaya gelince: Dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ... "ten kaldığı, öncesinin tapusuz olduğu tartışmasızdır. Uyuşmazlık; ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel için davacı ..."nin koşulsuz hibesinin iradeyi fesada uğratan sebeplerle geçerli olup olmadığı ve aynı parseller için öteki davacının murisinden miras yoluyla gelen payının bulunup bulunmadığı, bu paylarını kadastrodan önce davalıya satış-bağış vs. yoluyla temlik edip etmediği ya da tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun biçimde taksim yapılıp yapılmadığında toplanmaktadır.
Yerel mahkeme hakiminin mahkemenin kararına kapsamlı olarak yazdığı tüm tanık anlatımlarına göre: Kök muris ... "ten miras yoluyla mirasçılarına intikal eden tüm taşınmazların haricen taksim edildiğine ilişkin hiç bir yazılı belge ya da tanık anlatımı yoktur. Eş anlatımla, mahkemenin hatalı ve zorlamalı nitelemesine rağmen haricen veya yazılı bir taksim yoktur. Kaldı ki, mahkemenin gerekçesini güçlendirmeye çalıştığı üzere muristen gelen öteki parsellerde davacı ... pay aldığına göre bu parsellerde de miras payının bulunduğu tartışmasızdır. Tüm bu nedenlerle, davacı ..."in davasının reddi isabetsizdir. Yerel Mahkeme kararı bu davacı yönünden kesin olarak hatalıdır. Onamaya ilişkin daire kararı ve çoğunluk tarafından benimsenen formül ret kararı da hukuka ve Kanuna uymayan yerel mahkemenin şeklen kesinleşecek kararına hukukilik ve kanunilik imkanını veremez. Bu nedenle, bu davacı yönünden dairenin sayın çoğunluğunun formül ret şeklinde tecelli eden görüşlerine katılmam mümkün değildir. Yine, öteki davacı ... taşınmazlarını tutanağına ekli haricen düzenlenen ve iptal edilmeyen koşulsuz hibe senediyle iş bu davaya konu ... ada ... nolu parselini bağışlamıştır. Koşulsuz hibenin ölünceye kadar bakım koşullu olarak yapıldığı yerel mahkeme hakiminin indi ve hukuka uymayan kişisel nitelemesinden kaynaklanmakta olup; senedin ... "den hile ile alındığı saptanmadığına göre veya bir yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre bu kişinin her iki parsele ilişkin davasının reddi gerekir. Esasen, iş bu dosyanın dava dilekçesindeki iddialar, davalının cevap dilekçesindeki savunmaları, yerel mahkeme kararındaki davaya ve talebe uymayan hukuki niteleme ve buna ilişkin yazılan gerekçeler ile duruşma zabıtlarıyla ve keşifte alınan tanık anlatımları özellikle tüm bu delillere uymayan mahalli mahkemenin somut olayı hatalı anlaması ve delilleri subjektif nitelemesi ile böyle bir kararı açıklamalı onama yapan daire kararı ve karar düzeltme isteklerinin oyçokluğuyla formül ret biçiminde oluşan son daire kararını ve karşı oy yazısı kapsamının bir bütün halinde; Türk Hukuk Tarihinde özel bir yeri olacağı kuşkusuzdur. Eş anlatımla, bu dosyadaki taraf iddiası ve savunmasıyla mahkemesince verilen karar ve o kararı onayan daire kararlarının ve karşı oy yazısının hukuki panellerde tartışmaya açılması, Hukuk Fakülteleri"nin Medeni Hukuk, Borçlar Hukuku ve Usul Hukuku Kürsülerinde öğrencilere yazılı ve sözlü sınavlarda hatta pratik kur çalışmalarında sorulup yanıtlarının hukuk tarihine geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre, tarafların miras bırakanı ... ; yaşlıdır, hastadır, emekli maaşıyla kendisine ait ahşap eski evde hayatını devam ettiren birisidir. Davalı oğlu ise yurt dışında çalışan, birikimini banka havalesiyle eşi adına Türkiye"ye gönderen o paralar Bankadan çekilerek aynı taşınmaz üzerindeki öteki (yeni) iki katlı evi yaptıran kişidir. Muris evin erkeği olduğu için inşaatla oğlu adına ilgilenen durumundadır. Dolayısıyla yerel mahkeme bu konudaki delillerin takdirinde yanılgıya düşmüştür. Daire ise eksik anlatım ya da iş yoğunluğundan bu konudaki delilleri de hatalı yorumlamıştır. Netice olarak: davada, davacı ... hile hukuksal nedenine tutunmuştur. Hileli işlem yapılıp yapılmadığı soruşturulmamıştır. Hilenin öğrenme tarihi açıklattırılmamıştır. Dosyaki delillerden mahkeme hakimince de re"sen saptanmamıştır. Oysa ki, bir yıllık hak düşürücü sürenin re"sen dikkate alınması gerekir. Yine, davacı ... için tespit öncesi muristen kalan miras payı nedeniyle (satış-bağış olgusu yoksa) ve tüm mirasçıların katılımıyla taksim yapılmadığına göre bu kişinin davasının kabul edilmesi gerekmektedir.
... ada ... parseldeki yeni iki katlı ev davalı ... tarafından yaptırılmıştır. Davada, ... yönünden koşulsuz bağış söz konusudur. Ölünceye kadar bakım akti söz konusu değildir. Noterde veya tapu memuru huzurunda yapılmış böyle bir sözleşme de yoktur. Davacı ..."nin de dava dilekçesinde böyle bir iddiası olmamıştır. Eğer böyle bir iddiası varsa, ayrı bir dava açarak iddiasını ispatlamaya çalışabilir. Yerel mahkeme kararı ve o kararı onayan daire kararı açıkladığım tüm bu nedenlerle dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, dinlenen tüm tanık anlatımlarına, maddi hukuki kurallarına, HMK ve HUMK hükümlerine tümüyle aykırıdır. O kararın açıklamalı onanması ve oy çokluğuyla formül ret şeklinde tecelli eden daire kararına bu sebeplerle katılmam mümkün değildir. Ne var ki, dosyanın tarafları için bu aşamada iç hukuk bakımından hak arama yolu kalmamıştır. Anayasa Mahkemesi"ne bireysel başvuru ve onu takiben Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nden tazminat isteme yoluna gidilerek hak talep etmeleri mümkün olabilir kanaatiyle sayın çoğunluğun formül ret şeklinde tecelli eden görüşlerine katılmıyorum. Mahalli mahkeme kararı açıkladığım nedenlerle bozulmalıdır. Bu açıklamalara uygun olan karar düzeltme istekleri kabul edilmelidir kanaatindeyim. 10.06.2014