1. Hukuk Dairesi 2014/62 E. , 2014/190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İMAMOĞLU SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2013
NUMARASI : 2012/328-2013/69
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .....raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 966 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazın kaydında, mirasbırakan H.oğlu A.Y.kimlik bilgisinin iki farklı şekilde “ Ana oğlu H.” ve “ Ana oğlu H.” olarak yazılı olduğu ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
HMK"nin geçici birinci maddesi gereğince “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmayacağından” kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek yapılması gerekir.
Bu tür kayıt düzeltme veya tespit taleplerinde, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
3-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadıkları araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak Talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalıdır.
4-Talep konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü ilgili sıfatıyla davada yer aldığından yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz 1954 yılında senetliden Hazine adına tespit işlemi gördüğü, Kozan Tapulama Mahkemesi"nin 1975/41 E. sayılı dosyasında görülen kadastro tespitine itiraz davasında “Nisan 289 tarih ve 68 sıra nolu” tapu kaydından söz edilerek “Ana oğlu Hasan” ve “Ana oğlu Hüseyin” adına tespit ve tescile hükmedildiği görülmektedir.
Ne var ki, anılan tapu kaydı dayanakları ile birlikte getirtilmemiş inceleme konusu yapılmamıştır. Öte yandan kayıt maliki Ana oğlu H.
ve Ana oğlu H. olduğu halde, H.H. Anaoğlu ismiyle bir kişinin bulunup bulunmadığı sorulmuş gelen cevabi yazı dikkate alınarak sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca; taşınmazın kayıt maliki adına tesciline dair “Nisan 289 tarih ve 68 sıra nolu” tapu kaydı ve tüm dayanak belgelerin getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu yerdeki nüfus müdürlüğünden tapu kayıtlarında maliki olarak görünen “Ana oğlu, H.” ve “ Ana oğlu H.” ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının sorulması, aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının gönderilmesi halinde bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının sorulması, tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılıp tanıklar ve varsa tespit bilirkişilerinin taşınmaz başında dinlenmesi, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde inceleme yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi değildir.
Öte yandan, 14.02.1013 tarihli duruşma zaptı Hakim tarafından elektronik imza ile imzalandığı katip tarafından ise ıslak imza ile imzalanmış olduğu halde, zaptın 2.sayfasının katip tarafından ıslak imza ile imzalanmamış olması da isabetsiz olup, bu husus mahallinde düzeltilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
avalı Tapu Sicil Müdürlüğünün bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.