1. Hukuk Dairesi 2013/20837 E. , 2014/187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SARUHANLI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2013
NUMARASI : 2012/131-2013/174
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu ... parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazda davacı Dilek"in 2/80 hisse ile 14.11.2005 tarihi itibariyle, davalı Hasan"ın ise 1/5 hisse ile 17.12.1982 tarihi itibariyle paydaş oldukları, uyuşmazlığın bu parsel yönünden paydaşlar arasında olup buna göre davanın görülüp karara bağlanması gerektiği, buna karşın 3302 parsel sayılı tarla vasfındaki taşınmazda davacı Dilek"in 3/16 hisse ile 14.11.2005 tarihi itibariyle paydaş olup, davalı Hasan"ın kayıttan kaynaklı bir hakkının bulunmadığı, davalının, muvafakata dayalı olarak taşınmazları kullandığı savunmasında bulunduğu, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı Hasan tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu 2911 parsel sayılı taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Bunun yanı sıra davalı paydaş muvafakata dayalı olarak kullandığı savunmasında bulunmuş ise bu durumda, intifadan men olgusunun gerçekleştiğini ispat yükümlülüğü ecrimisil isteyen davacı paydaşa düşer. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)
Öte yandan, dava konusu taşınmaza haksız olarak elatan üçüncü kişi taraf muvafakata dayalı kullandığı savunmasında bulunmuşsa, kendisine taşınmaz malik ya da maliklerinin muvafakat ettiğini ispat yükümlülüğünün davalı üçüncü kişiye düşeceği kuşkusuzdur.
1- O halde, 3302 parsel bakımından Davalı Hasan"ın kayıttan kaynaklı bir hakkının bulunmadığı, 3.kişi konumunda bulunduğu, bu durumda muvafakata dayalı kullanım savunmasına dayanan davalının iddiasını ispatlaması gerektiği, ne var ki, toplanan delillerden anılan hususun davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bu parsel yönünden usulünce alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu parsel bakımından hükmün ONANMASINA,
2- 2911 parsel bakımından ise, davacı Dilek kullanımdan men edildiği hususunu ispatlayamadığı gibi dava konusu taşınmazdan yararlanmak istediği hususunu da ispatlamış değildir. Yukarıda ifade edilen istisnalara da girmediğinden bu parsel yönünden ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu parsel bakımından ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.